Eskiler nelere gülmüş?
Daha önce Edebiyatımızın Güleryüzü kitabıyla yüzümüze tebessüm konduran Mehmet Nuri Yardım bu kez “Tarihimizin Güleryüzü” kitabıyla çıkıyor okurunun karşısına. Kitapta komutanlardan padişahlara, gazetecilerden âlimlere tarihe damgasını vuran birçok şahsiyetle ilgili nüktelere yer veriliyor. Hz. Muhammed ve ashabının yeri geldikçe nükte, şaka, latife yaptıkları, gülme ve güldürmenin onların hayatında büyük bir yer tuttuğu da sık zikrediliyor. Mehmet Nuri Yardım kitabında Peygamber Efendimizin hayatından da örneklere yer veriyor: “Peygamber Efendimiz (a.s.m), Hz. Ali ile beraber kahvaltı etmektedir. Hz. Muhammed, yediği zeytinlerin çekirdeklerini Hz. Ali'nin önüne yığar. Sonunda Hz. Ali'ye önündeki zeytinleri göstererek “Ey Ali çok acıkmışsın herhalde. Ne kadar çok zeytin yemişsin” der. Efendimizin kendisine şaka yaptığını anlayan Hz. Ali, şöyle cevap verir: “Evet ya Resulallah. Fakat siz daha çok acıkmışsınız herhalde. Önünüzde hiç çekirdek yok. Siz çekirdekleriyle beraber yemişsiniz.”
Daha önce Edebiyatımızın Güleryüzü kitabıyla yüzümüze tebessüm konduran Mehmet Nuri Yardım bu kez “Tarihimizin Güleryüzü” kitabıyla çıkıyor okurunun karşısına. Kitapta komutanlardan padişahlara, gazetecilerden âlimlere tarihe damgasını vuran birçok şahsiyetle ilgili nüktelere yer veriliyor. Hz. Muhammed ve ashabının yeri geldikçe nükte, şaka, latife yaptıkları, gülme ve güldürmenin onların hayatında büyük bir yer tuttuğu da sık zikrediliyor. Mehmet Nuri Yardım kitabında Peygamber Efendimizin hayatından da örneklere yer veriyor: “Peygamber Efendimiz (a.s.m), Hz. Ali ile beraber kahvaltı etmektedir. Hz. Muhammed, yediği zeytinlerin çekirdeklerini Hz. Ali'nin önüne yığar. Sonunda Hz. Ali'ye önündeki zeytinleri göstererek “Ey Ali çok acıkmışsın herhalde. Ne kadar çok zeytin yemişsin” der. Efendimizin kendisine şaka yaptığını anlayan Hz. Ali, şöyle cevap verir: “Evet ya Resulallah. Fakat siz daha çok acıkmışsınız herhalde. Önünüzde hiç çekirdek yok. Siz çekirdekleriyle beraber yemişsiniz.”
Şiir yazan ve sanatla yakından ilgilenen Fatih Sultan Mehmet'in, çevresindekilere yaptığı espriler mizah yeteneğinin de olduğunu gösteriyor. İşte kitaptan buna bir örnek: Molla Lütfi'nin çok şakacı ve nüktedan olması Fatih'in hoşuna gidermiş. Bir gün Molla'nın saray kütüphanesinde görevli olduğu sırada padişah kütüphaneye gelir ve bir kitap ister. İstenilen kitap kütüphanenin en üst raflarındadır. Molla kitabı almak için orada bulunan mermer taşlardan birinin üstüne basar. Padişah, “Aman Molla, sen ne yaptın bu taş Hazret-i İsa'nın doğduğu taştır” der. Molla sesini çıkarmaz. Kitabı verdikten sonra tozları sildiği gibi eski ve kirlenmiş bir bezin ucundan tutarak saygıyla padişahın dizleri üstüne koyar. Padişah meraklı gözlerle Molla'yı süzer ve bunun anlamını gözleriyle sorar. Molla karşılık verir: “Padişahım bu da Hazret-i İsa'nın beşiğine konan bezdir.”
Geçmişten günümüze mizah anlayışının ne kadar değiştiği, Mehmet Nuri Yardım'ın kitabında yer alan anekdotlarla daha net anlaşılıyor. Bir döneme damgasını vuran başarılı karikatürist Cemal Nadir örneğinde bu açıkça görülüyor: “Bir gün Cemal Nadir'e sorarlar “Üstat çizgilerinize çok gülüyoruz, ama siz pek gülerken göremiyoruz neden acaba?” Nadir şu cevabı verir “Bilmiyor musun ben Nadir Güler'im.”
Tarihimizin Güleryüzü
Mehmet Nuri Yardım
Nesil Yayınları
415 Sayfa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder