04 Şubat 2008

Türk Karikatüründe Kadına Genel Bakış!

TÜRK KARİKATÜRÜNDE KADINA GENEL BAKIŞ

Hasan Efe
hasanefe35@hotmail.com

Dünya geneline bakıldığında “kadın ve kadın sorunları” az çok birbirine benzemektedir. Hemen hemen hiçbir ülkede bu sorun tam anlamıyla çözülmüş değildir.

Kadın sorunları, ülkenin ya da bölgenin eğitim, kültür, ekonomik, politik ve coğrafi durumuna göre belirgin bir şekilde farklılıklar gösterir.

Gelişmiş ülkelerde bu sorunlar kısmen azalmış görünse de tamamen giderilememiştir.

Gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkeler “kadın ve kadın sorunları” için farklı çözüm arayışı içindedirler.

Şu verilere bakalım.

“Ülkemizde kadınlar 3 Nisan 1930’da yerel seçimlerde, 1934’te ise genel seçimlerde seçme ve seçilme haklarını kazandı. Fransa, Almanya ve gelişmiş diğer Avrupa ülkelerinde bu hak daha sonra elde edildi.

Cumhuriyet’in ilerleyen yıllarında kadınların seçilme oranı giderek düştü.
1935 genel seçiminde 395 milletvekilinden 18’i, 1999’da 550 milletvekilinden 22’si, 2002’de 550 milletvekilinden 2’si kadın milletvekili olarak TBMM yer almaktadır. Türkiye, 2000’de parlamentoda kadın temsil oranı açısından dünya sıralamasında 143. sıradayken 2004 yılında 150. sıraya düşmüştür.

İsveç, Norveç, Danimarka gibi ülkelerde kadınların temsil oranı %40’larda iken ülkemizde kadınların temsil oranı TBMM’de %4.4 ve yerel yönetimlerde %4.6’dır. (http://www.turkpolitika.com/ ’dan özetlenerek)

Avrupa Parlamentosu’nda kadın sandalyesi oranı 1999-2004 döneminde yüzde 30'ken son seçimlerde bu oran yüzde 35'e çıktı. Yüzde 50 kotanın da ötesinde Avrupa Konseyi ülkelerin ortak hedefi olan yüzde 40 kadın temsili de sağlanamadı. (İstanbul - BİA Haber Merkezi, 18 Haziran 2009, Perşembe; bianet.org’tan özetlenerek)

Verilere bakıldığında gelişmiş ülkelerin kadınları da yönetimde erkeklerle eşitliği sağlayamamaktadır.
Bu dengesizlik yaşamın diğer alanlarında da kendini göstermektedir.

Ataerkil bir toplumun gelenek ve görenekleri yasalarla kadınlara yeni haklar ve sosyal olanaklar sunsa da erkek egemen toplum bunları kendi ekonomik, siyasal ve hukuksal yaptırımlarıyla birlikte ele aldığı sürece bu kısır döngü kadının aleyhine işler.

Bir başka açıdan bakıldığında kadın ve erkek arasındaki fiziksel, psikolojik ve biyolojik ayrımlar da yadsınamaz. Bu da erkek egemen toplumda kadın sorunları olarak öne çıkarılır.
Kadının bedensel olarak erkekten farklı oluşu, doğum olayı, çocuk büyütme, vb durumlar zaman zaman onu edilgen kılar. Bu gerekçeyle erkek egemen toplumda kadın ister istemez geri duruma itilir.

Kendini var etme uğraşıyla didinen kadın yapısal üretkenliğinin yani doğurma ve çocuk yetiştirmenin dışında toplumsal üretimde de yer almak için etkenliğini sürekli kılmak zorundadır. Bu zorundalıkla bir takım haklar elde eden kadın, varlığını sürdürmek için yüz yıllardır bir uğraş içindedir.

Karikatür sanatına bakıldığında da kadın erkek oransızlığı gözden kaçmaz. Karikatürdeki erkek egemenliği tüm dünyada da kendini gösterir.
Ülkemizdeki durum da aynıdır.

1867-1878 Tanzimat, 1878-1908 İstibdat Dönemi’nden bugüne dek karikatür sanatı gündemden düşmemiştir. Siyasi erk bu sanatı zaman zaman baskı altına almış, kimi zaman da hoşgörüyle karşılamıştır. Bu süreçte yer alan bir kadın karikatürcü görülmese de erkek karikatürcülerin çizgilerinde kadına sıkça yer verilmiştir.

Bizde ilk kadın karikatürcü 1908-1918 Meşruiyet Dönemi’nde Leylâk dergisinde görülür. On beş günde bir yayımlanan dergi 1914’te iki sayı çıkar. Çizerleri arasında Fatma Zehra Hanım vardır.
Turgut Çeviker, “Leylâk, bir kadın gazetesidir, denebilir. Belki de kadınlar için mizah.” der. (Geleşim Sürecinde Türk Karikatürü, Turgut Çeviker, c.2, sf.202, Adam Yayınları, 1988 İstanbul)

Fatma Zehra Hanım'ın çizdiği bir karikatür

Daha sonraki dönemlerde kadın temalı çalışmalar artsa da kadın karikatürcü görülmez. 1920’de Sedat Simavi’nin “Kadınlar Saltanatı” adlı ikinci albümü çıkar. (Agy.,c3, sf 63)
Ramiz Gökçe 1945’te Kadınlar Albümü’nü yayımlar. 1946’da da Tombul Teyze görülür. (Agy.,c3, sf. 106)
2. Dünya Savaşı döneminde 1928 İstanbul doğumlu Selma Emiroğlu(Aykan) 14 yaşında Amcabey dergisinde ilk karikatürlerini yayımlar. (Cumhuriyet Dönemi Türk Karikatürü, Semih Balcıoğlu, s133, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1983 Ankara)

Selma Emiroğlu

Selma Emiroğlu'ndan bir karikatür

Emiroğlu karikatür ile ilgisini şöyle anlatır, “…annem beni oyalamak masadıyla çizdiği kedi ve karga resimlerinin cazibesine kapılarak sanat hayatına girdim. On iki yaşıma kadar hergün resim yaptım. Defterler, kitaplar ve evin duvarları resimlerle doldu. Bu ara Cemal Nadir’i tanıma fırsatı kazandım. Benimle çok meşgul oldu ve çizgilerim de karikatür yoluna saptı…”
Emiroğlu, Amcabey ile başlayan çizgi yaşamını Doğan Kardeş, Tef, Akbaba dergilerinde sürdürür. Daha sonra Almanya’ya yerleşir. (Agy)

Kadın karikatürcüler 1950’li ve daha sonraki yıllarda öne çıksalar da beklenilenin çok altında kalırlar.
Bu çizerlerden; Selma Gündüz, Meral Simer, Semiramis Aydınlık, Sema Ündeğer, gibi kadın karikatürcülerin adlarını görürüz önce.

Meral Simer

Meral Simer'den bir karikatür

Selma Ündeğer

Selma Ündeğer'den bir karikatür

1972’de Gırgır’ın çıkışıyla kadınların karikatüre ilgisi artar. 6-7 yıl sonra Oğuz Aral genç çizerlere dergide yer verince Özden Öğrük, Gülay Batur, Ramize Erer, Meral Onat ve Eda Oral “Biz Bıyıksızlar” köşesinde kadınların sorunlarını ve yaşamlarını dile getiren karikatürlere verirler.

Biz Bıyıksızlar

Özden Öğrük

Özden Öğrük'ten - Çılgın Bediş karikatürü

Gülay Batur

Gülay Batur'dan bir karikatür

Ramize Erer

Ramize Erer'den bir karikatür

Meral Onat

Meral Onat'tan bir karikatür

Piyale Madra ve Nuray Çiftçi de farklı çizgileriyle öne çıkan kadın karikatürcülerdendir. Yalın çizgileri ve kadına farklı açıdan bakışlarıyla diğerlerinden ayrılırlar.

Piyale Madra, kadın erkek ilişkilerini psikolojik yönden ele alırken toplum ve birey çatışmalarını öne çıkarır. Öte yandan bireyin içsel çelişkilerini de ortaya koyar.

Piyale Madra

Piyale Madra - Piknik bant karikatür

Piyale Madra - Ademler ve Havvalar

Nuray Çiftçi, Bulut Bebek bant karikatürüyle çocuğun iç dünyasını yansıtırken anne çocuk girişikliğini ele alır. Diğer bir deyişle kadının ve toplumun sorunlarını çocuk üzerinden verir. Ayrıca reklam amaçlı karikatürler de çizer.

Nuray Çiftçi

Nuray Çitçi - Bulut Bebek

Nuray Çiftçi'den bir karikatür

1993’te Feyhan Güver Limon’da çizmeye başlar. Bu süreç Leman, Pazartesi dergileri ile Yeni Binyıl gazetesinde devam eder. Güver, kırsal kesimde yaşayan kadınların sorunlarını dile getiren Bayır Gülü tiplemesiyle adından söz ettirir. (Geyikoloji)

Feyhan Güver

Feyhan Güver - Bayır Gülü

Feyhan Güver'den bir karikatür

Günlük gazete ve mizah dergilerinin dışında kalan kadın çizerlerin çalışmaları değişik sanat, bilim ve kültür ağırlıklı karikatür albümü, gazete ya da dergilerin yanısıra karma-bireysel karikatür sergilerinde yer almaktadırlar.
Bunlardan bazıları; Menekşe Çam, Saadet Yalçın, Zeynep Gargi, Ayten Köse, Tolga Sakarya…

Zeynep Gargi

Zeynep Gargi'den bir karikatür

Tolga Sakarya

Tolga Sakarya'dan bir karikatür

Ayten Köse

Ayten Köse'den bir karikatür

Menekşe Çam

Menekşe Çam'dan bir karikatür karikatür

Yukarıda belirtilen grupların dışında kalan ve yoğun bir karikatür çalışması içinde olmayan resim, desen, grafik, vb çalışmaların yanında karikatür de çizen ya da daha karikatür alanına yeni adım atan çizerler de görülmektedir.
Sözü edilen kadın çizerlerden bazıları;
Tülay çellek, Melek Okay, Neslihan Özgüven, Hatice Doğan…

Anadolu Karikatürcüler Derneği’nde yer alan kadın karikatürcüler;
Irmak Ataberk, Başak Tarım, Derya Duyar, Ebru Keskin, İlkay Saltık.

Kıbrıslı Türk kadın karikatürcüler de şunlardır;
Semra Yalçın [1981 - 1983 "Birlik" Gazetesi], Zuhal Denizci [1983 - 1985 "Yeni Düzen", "Ortam", "Londra Toplum Postası"], Sevcan Çerkez [2000 - 2008 "Yeni Düzen", "Ortam", "Yeni Düzen Sanat"], Elif Atamaz Aşıcıoğlu [2000 - 2001 "Kıbrıs"]

Diğer kadın karikatürcüler;
Andaç Gürsoy, Aslı Yazıcıoğlu, Asuman Ercan, Asuman Küçük Kantarcı, Eda Karaabdurrahmanoğlu, (Gırgır çizeri imzasını Eda olarak atıyor. Eda Oral ile karıştırılmamalı.), Esin Özbek, Gülsen Özbey, İpek Özsüslü, Melike Acar, Nermin Er, Nermin Özkan, Neşe Binark, Nilay Kortek, Semra Can, Sumru Ekşioğlu.

Yazımızın başından beri adlarından söz ettiğimiz kadın çizerlerin bazılarının karikatür alanında yoğun olduğu söylenemez. Özellikle arada çizen ya da bazı karikatür ile ilgili kurum ve kuruluşlarda yer alsa da etkin bir çalışma içinde olmayan kadın karikatürcülerin kalıcılığı zamanla ortaya çıkacaktır.

Karikatür sanatının gücü son yıllarda artmaktadır. Bu özelliğiyle karikatür sanatı bilim, edebiyat ve eğitim ile içleşmekte, metinler arası ilişkiler bağlamında hızla bir gelişme göstermektedir.
Karikatürün bu gücü ve etkisi farklı dünya görüşünde olanları da etkilemekte, onları önlem almaya yöneltmektedir.

Murat Yılmaz, “Fakat ülkemizde şehirli kadınların bunalımlarını çizen Piyale Madra, köy kadınlarının sorunlarını çizen Feyhan Güver gibi kadın karikatürcüler varken, islâmî hassasiyetleri önemseyerek yaşayan dindar hanımların bu toplum içindeki sorunlarını çizen hanım karikatürcüler maalesef yoktur.

Karikatürün etkisinin sadece kadınların sorunlarını aktarmak için kullanılması gerektiği gibi bir sonuca da varılmamalıdır. Müslüman kadınların çevrelerinde ve dünyada yaşanan siyasi, sosyal, kültürel hatta ekonomik olaylara bakış açılarının karikatür diliyle anlatılması, kadın gözüyle tespitler yapılması ihtiyaç haline gelmiştir.

Karikatür çizme yetenekleri olmasa dahi karikatür konusunda bilinçli olduklarını topluma hissettirmeleri bu tip çizimleri yapan kişilerin ön yargılarını değiştirebilir. Gazete ve dergilerdeki karikatürlerin incelenmesi, karikatür sergilerine gidilmesi gibi sanatsal etkinlikler için illâ karikatür çizmeye gerek yok.” der. (Semerkand Dergisi)

Dünyada örneğine pek raslanmasa da gücünü karikatürden alan Filistinli Ümeyye Joha(Cuha) gibi kadın karikatürcü de görebiliyoruz.
Genellikle politik karikatürler çizen Joha, kocasını İsrail suikastleri sonucu kaybeder. Gazze’deki bir üniversitede matematik öğretmenliği okurken Filistin gazetelerinde karikatür çizer. Göreve başlayınca karikatürle öğretmenliğin bir arada gitmeyeceğini anlar, çizgide karar verir. (Kısaltılarak, ags)

“Kendisiyle yapılan bir röportajda diyor ki: ‘Bir kadın kocasını kaybedince gücünü yitiriyor. Ama eşim öldükten sonra çizgilerim daha da kuvvetlendi. Bir yandan hüzne bürünürken, öte yandan da bu acılar çizgilerimi keskinleştirdi. Kocam öldükten sonra hapishanedekiler ve ölenler için de çizmeye başladım. Karikatür benim silahımdır. Karikatürist olmasaydım, başka şekilde kendimi ifade edemezdim.” (ags)

Ümeyye Joha (Cuha)

Ümeyye Joha (Cuha)'dan bir karikatürü

Bu örnek, karikatürün evrensel gücünü gösterir. Ayrıca bir kadının dayanağı olarak da önemlidir.

Ülkemizde 1940-1950’li yıllarda karikatür ve mizah dergileri toplumdaki ağırlığını hissettirir. Yusuf Ziya Ortaç (Akbaba), Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz (Marko Paşa), Refik Halit Karay (Aydede) gibi şair ve yazarların dergi yönetiminde yer almaları başka yazarları da etkiler.
Reşat Enis roman kahramanlarından birini karikatürle buluşturur.
“Türkan ‘Kumluk’da, bir bahçe içinde küçük, güzel bir evde otururdu. İki odanın ortasında ufak bir hol vardı ki, üzerine gelişi güzel atılmış yağlı boya yastıklarla süslü, geniş bir sedir yerleştirmişti. Tirşe duvarlarda Türkan’ın yaptığı bir iki karikatür, karakalem tablo vardı.”(Vurgu bana ait.HE; Kara Toprak, Reşat Enis, Ararat Yayınevi, 1. bas.,1969 İstanbul)
Türk karikatüründe kadının etken olduğu söylenemez. Erkek egemen bir toplumda kadının edilgenleştirilmesi, kadın karikatürcüleri de etkiler. Bu olumsuzluk bazı kadın çizerlerimiz tarafından şöyle dile getirilir.

Piyale Madra’nın şu sözleri ilginçtir.
“Toplumumuzda kadın ikinci sınıf vatandaş olarak görülür. Özellikle ataerkil ailelerde çoğunlukla kadının erkeklerin yanında konuşması, hatta gülmesi büyük ayıp olarak görülür. Böyle bir toplumda kadın çizerlerin güldürmeye ve düşündürmeye dayalı bu meslekte sayıca az olmaları çok doğaldır.(4)” bianet.org/bianet/bianet/43383-turkiyede-kadin-karikaturcu-deyince

Ramize Erer kadın çizer olmanın sıkıntısını şöyle dile getirir.
“…Kadınlar da çizsin zenginlik olsun diye düşündüler. Biraz garnitür olarak baktılar bize…(1)” (ags)
Gülay Batur da kadın karikatürcünün az olma gerekçesini aşağıdaki tümcelerle aktarır okura.
“Türkiye’de bir tek ‘ev kadını’ çok fazla zaten. Kadın pilot, kadın şoför vs. neden çok azsa ‘kadın karikatürcü’ de benzer nedenlerden dolayı çok az…(3)” (ags)

Ülkemizdeki kadın karikatürcü sayısının artması ülkenin diğer sorunlarının çözümüne bağlıdır, dense de bu pek inandırıcı olmasa gerek.
Erkek egemen güçlerin binlerce yılda oluşturduğu bir kültür geleneğinin etkisini göz ardı etmek pek olası değildir.
Bu güç, gelecekte kadın karikatürcülerde istenilen niceliğin artmasında büyük bir engeldir.
Sonuçta böyle olumsuz bir çevrimin kırılıp açılması salt kadın bakışıyla değil, kadın erkek birlikteliğin oluşturduğu özgürlükler ortamıyla söz konusu olabilir.

Kaynaklar:
1. Gelişim Sürecinde Türk Karikatürü1,2,3, Turgut Çeviker, Adam Yayınlara, 1988 İstanbul
2. Cumhuriyet Dönemi Türk Karikatürü, Semih Balcıoğlu, Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları, 1983 Ankara
3. Kitabın Adı Budur “Tan Oral Kitabı” Söyleşi: Aydın Engin, ,
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2006 İstanbul
4. www.haber5.com/haber.php?haber_id=292253
5. http://www.turkpolitika.com/
6. bianet.org/bianet/bianet/43383-turkiyede-kadin-karikaturcu-deyince
7. http://www.lambiek.net/
8. http://www.piyalemadra.com/
9. http://www.nurayciftci.net/
10. www.geyikoloji.com/karikatur/bayir_gulu
11. www.semerkanddergisi.com/Detay.aspx?YaziID=390
12. www.aljazeeratalk.net/.../3/1184450775.jpg
13. Kara Toprak, Reşat Enis, Ararat Yayınevi, 1. bas.,1969 İstanbul)
14. http://www.yeniakrep.org/
15. http://www.karderizmir.cjb.net/
16. http://www.anadolukarikaturculerdernegi.org/
17. http://www.mizahvecizgi.com/
18. http://www.nd-karikaturvakfi.org.tr/
19. http://www.rasityakali.com/
20. www.karikaturculerdernegi.org/
21. www.wardom.org/showthread.php

Açıklama:
1. Bazı kadın karikatürcülerin adları Türk karikatür çevrelerinde çok etken olmadığı için yer almamıştır.
2. Ümeyye Joha(Cuha), bu konuda ender bir örnek olduğu için yazıda yer almıştır.
3. Bu çalışmada bilgilerine başvurduğum Akdağ Saydut, Cem Koç, Nezih
Danyal, Hüseyin Çakmak ve Raşit Yakalı’ya çok teşekkür ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder