GÖRSEL METİN OLARAK KARİKATÜRÜN ANLAM YAPISI
HASAN EFE
Bir görsel metin olan karikatürü anlamlandırabilmek için onun derinliğindeki soyut yapıya inmek gerekir. Bu da şiirsel imgeyle özdeşleşir.
Şiirde varolan metindışı nesnel bağlaşıklıkları bir karikatürde de görmemiz olası.
Çizginin sanatçıdan başlayarak bir oluşum süreciyle, alıcıda (okuyucu/bakıcı) sonlanan tüketim aşaması, karikatürü görsel bir metinin olgusu olarak sunar.
Bu aşamalar sanatçı, oluşum süreci ve yapıt/karikatür olarak düşünülmelidir.
1-SANATÇI (Karikatürcü)
2-OLUŞUM SÜRECİ (Evren (nesneler), toplum, tarih, antropoloji, coğrafya, estetik, poetika, insan ilişkileri, olgular, psikoloji, vb.)
3-YAPIT (Görsel Metin Olarak Karikatür)
Belirlediğimiz bu oluşumu Mordillo’nun karikatürüyle açalım.
Sanatçı (Mordillo) => Oluşum Süreci (Sanatçının etkileşimi, bilgi ve sanatsal birikimi... coğrafya-ada; palmiye, adam, kadın; cankurtaran simidi; olgu, kurtulma, sevinme ya da ulaşma; psikoloji yalnızlık, kurtuluş, imdat, çaresizlik, sevinç....insan ilişkileri; paylaşım...) => Yapıt (görsel olarak üç karelik karikatür)
MORDİLLO
Bir görsel metin olan karikatürü düz okuyalım.
Issız bir adadaki adamın yadım isterken karşılaştığı şaşkınlık...
Görsel metnin anlamsal yapısını açalım.
Yüzey Yapının Anlam Öğeleri
1.Çizgi,
2.Nesneler;
a.ada (mekan, yer),
b.altı yapraklı ağaç (palmiye/hurma),
c.deniz/okyanus/göl,
d.erkek, kadın,
e.cankurtaran simidi.
3.Metnin bölümleri (kareler-üç bölüm),
4.Hareketler;
a. verilmeyenler,
b.verilenler.
1.Çizgi;
görsel metinde gözü yormayan, fazlalıklardan arındırılmış, yalın, akıcı ve bütünlenen çizgiler öne çıkar. Çizer, yerin (mekan) belirlenmesi için adayı oluşturan bütünsel çizginin alt ve yanlarında kesik ve titrek çizgilerle deniz/okyanus/göl görselliğini oluşturmuş.
Adanın solundaki (ağacın altında) çizginin koyulaşarak öne çıkması, ağacın karaltısını (gölge) vermek içindir.
Adamın yazdığı S’nin solundaki ve içindeki serpiştirilen noktalar zeminin kum/gevşek toprak olduğu izlenimi vermektedir. Daldaki sert ucun zeminden kazıdığı serpintiler belli belirsizdir. Yine kalem işlevi gören yaprağın hareketini adamın yaprağı tuttuğu yerin dışındaki yay çizgiler vermektedir. Aynı çizgileri kıvrılan ayağın dışında da görüyoruz. Bunlara hareket çizgileri denir.
Altı yapraklı palmiyenin (hurmanın) bir yaprağı im belirleyici (kalem) olarak öne çıkmış yani koparılmış. Yapraklardaki çok az beliren kısa ve kesik (yatay) çizgiler gölgeyi vermektedir. Adam ve kadında burun, el, ayak, kafa ve gövde dışında ayrıntılar görülmemektedir. Bir tek ayrıntı, iki insanın cinsiyet ayrımı olan saç ve sakalda öne çıkar.
Yer yazısındaki çizgi akışı diğerlerinden farklıdır. Çünkü bir SOS (İMDAT-CANKURTARAN) imi olduğu için daha koyudur. Bu koyuluğun da çok belirgin olmaması, onun toprağa ya da kuma yazılmasından kaynaklanmaktadır.
Metni çözecek olan alıcıya böyle bir izlenim verilmek istenmiştir.
2. Nesneler ;
a. Ada(mekan, yer);ilkin iki, sonra da üç yaşam belirtisi öne çıkmaktadır adada. Bunlar ağaç, adam ve kadındır.Bu ıssızlık bir çaresizlik ve imdata götürüyor adamı birinci ve ikinci karede. Son karede adadaki yaşam değişiyor. Olayın geçtiği yer bir adadır sonuçta.
b.Altı yapraklı ağaç ( palmiye /hurma), bu, görsel metindeki yaşam unsurunun bir belirleyicisidir. Eğer adada yaşam olmasaydı ağaç da olmazdı. Ayrıca adadaki diğer canlı(adam) için de kurtarıcı bir unsurdur. Çünkü yaprak, bir imleme aracı olarak öne çıkmaktadır. Bu yaprağın gövdeden ayrılan ucuyla yere yazılan, SOS’un koyulaşarak diğer çizgilerden ayrılması, dal ucunun sertliğinden kaynaklanmaktadır. Aynı araç (yaprak-kalem) en alt karede temizleyici olarak da kullanılmıştır.
c.Deniz (okyanus, göl), ada çizgisinin yanlarında ve altındaki kesik, titrek çizgilerle verilmiştir. İkinci karede, kadının denizden çıkarken, suda oluşturduğu dalgalar da deniz çizgilerinin zıddıyla belirginleşir. Birinci karede, denizdeki bu durgunluk adadaki ıssızlığı, çaresizliği daha da artırmaktadır. İki ve üçüncü karelerde adadaki ıssızlık vurgusu geriye itiliyor.
d.Erkek ve kadın, görsel metnin(karikatürün) özneleridir. Adam asıl, kadın
da yardımcı özne olarak öne çıkmaktadır. Asıl öznenin adada uzun süre kaldığını saç ve
sakalının uzunluğundan anlıyoruz. Adamın pantolonunun paçaları da yok olmuştur.
Bunu dizlerdeki koyu çizgiler verir. Adamın zorlu bir yaşam sürecine girdiği
gözlerden kaçmaz. Özellikle yalın ayak oluşu...
Adam ve kadındaki psikolojik durum yüz ifadeleriyle belirmez. Özellikle
adamdaki ruhsal durum, hareketle öne çıkar. İkinci karedeki devinimsizlik, şaşkınlığı;
üçüncü karedeki yaprakla yazının silinmesi de aşırı bir sevinci verir. Kadındaki
şaşırma(beklenmezlik) da devinimsizlikle ortaya çıkar. Hızlı adımlarla adama yalın ayakla yaklaşan kadın, adamın yazıyı silmesiyle hareketsiz kalmaktadır. O, şaşkınlığından adım
bile atamaz.
e.Cankurtaran simidi, kadını yaşamsal kılan bir kurtarma aracıdır. Kadını
adaya ulaştıran bir nesnedir.
3.Metnin bölümleri (kareler-üç bölüm);
görsel metnin bütünlüğünü veren üç kare birleştirildiğinde metnin çözümünü verir. Kendi başına anlamsız olan her kare diğer kareyle bir bütünlük oluşturur. Birinci kare ikinciyle, ikinci de üçüncüyle görsel metnin oluşumunu sağlar.
4.Hareketler ;
a. Verilmeyenler, ilk karede ağaç yaprağının koparılması. Okur(bakan kişi) onu kendi usunda tamamlar. Bu eksiltili bir algılamadır. İkinci karede kadının yüzerek adaya gelmesi verilmemiştir. Biz onun yüzdükten sonraki durumunu gördüğümüz için yüzmesini usumuzla tamamlarız.Bu da eksiltili bir algılamadır.
b .Verilenler, birinci karede adamın SOS’u yazmaya başlayıp ikinci karede bitirmesi. Burada da tümlenmiş bir eksilti vardır. İlk S’nin yazımı verildiği halde ‘O’ ve ikinci S’nin yazımı verilmemiştir, ama bir bütün olarak bakıldığında verilmeyen iki harfin tamamlanışı eksiltileri tümleştirmiştir. Kadının denizden çıkıp adada yürüyüşü de verilen hareketlerden biridir.
Derin Yapının Anlam Öğeleri
Mordillo’nun vermek istediği ileti görsel metnin var olan gerçekliği değildir. Asıl amaç derin yapıdaki soyutlama, sezilen gerçekliktir. Bunları sırayla açalım.
Ada ile yalnızlık verilmiştir. Bu yalnızlığın boyutları durgun bir denizin görünümüyle artırılarak umutsuzluk, çaresizlik öne çıkarılmıştır. Çizgideki yalınlıkla belirir bunlar. Ada, bütünden kopmuş bir parçadır. Günlük konuşmalarda, yaşamda hep öne çıkar bu kavram. Örneğin, insanların tepkisini ölçmek veya onların düşüncelerini öğrenmek için sıkça sorulan sorulardan bazıları:
“Issız bir adaya düştüğünüzde yanınıza almak istediğiniz üç şey nedir?”
“Issız bir adada kimlerle olmak istersiniz?”
“Issız bir adada nasıl bir yaşam düşünürsünüz?”
.........
Bu sorular artırılabilir. Demek ki ada yalnızlık, çaresizlik, vb. kavramların simgesidir. Bu görsel metinde Mordillo Ada’yı bir simge olarak kullanmıştır.
O zaman karikatürün simgesi adadır, diyebiliriz. Aynı zamanda ada, bir coğrafya terimi gerçekliğinden çıkarak kendi anlamı dışında kullanılmıştır. Yani gerçek anlamdan kurtulup mecaz (değişmece) anlama bürünmektedir.
Adadaki adamın saç ve sakalının uzaması, pantolon dizlerinin de olmayışı; yalın ayak dolaşması bulunduğu mekan, zaman ve olayla uygunluk (tenasüp) göstermektedir. Bu uygunluğu kadının belindeki cankurtaran simidi de vermektedir.
İkinci karede kadının denizden adaya gelmesi bir beklenmezlik (terdit) tir.
Görsel metindeki zıtlığı, hareketle verilen duygularda görüyoruz. Önce korku ve bekleyiş içinde yardım, SOS, bekleyen adam, kadını görünce seviniyor, bu duygusunu da yazıyı ( SOS’u) hızla silmesiyle belirtiyor. Üzüntü (bekleyiş, imdat, yardım...)- sevinç (coşku, umut...), zıtlık.
Üzüntü=> Beklenmezlik=> Sevinç: Zıtlık
Beklenmezlik olmasaydı, zıtlık da olmayacaktı.
Adanın üçte birinin SOS ile yazılması bir abartmadır, ama aynı zamanda da bir uygunluktur. Çünkü yazı ne kadar büyük olursa uzaktan okunma olasılığı artar, böylece dikkat de çeker.
Son karede kadının adaya gelmesiyle yaşanan sevinç sonucu, adam SOS’u hızla siliyor. Kötü bir olayı iyi nedene bağlıyor, davranışta iyi neden buluyor, çünkü yalnızlıktan (üzüntü) kurtulmuştur! Burada tevriye (meramı gizleme) de var diyebiliriz. Çünkü meramını gizlemektedir.Asıl amaç, adadan kurtulup ayrılmak olduğuna göre, bu amacını, SOS’u silerek gizlemektedir.
Bütün bunlar, sapmalarla okur (bakan) zihninde şekillenip yeni bir biçime bürünerek anlamlandırılır. Yani görsel metin, imgeleşerek karikatüre dönüşür..
Görsel metni imgeye götüren kompozisyon öğeleri ; değişmece (mecaz), tenasüp (uygunluk), tezat (zıtlık), terdit (beklenmezlik), mübalağa (abartma), hüsn-i Talil (güzel neden bulma), tevriye (meramı gizleme); simge ile imgedir.
Metin Dışı Nesnel Bağlaşıklar
Görsel metni çözebilmek için okuyucunun/bakanın bilgi, görgü, sezgi ve algıları öne çıkar. Okur, bu bölümde yüzey yapının sığlığından kurtularak görsel metni yorumlamaya çalışır.
Her şeyden önce bir görsel metni okuyan(çözen), plastik sanatların olanaklarından da yararlanmalıdır. Yazımızın başlarında, okuyanın/bakanın yüzey yapının anlam öğeleri bölümünde verdiğimiz ayrıntıları da bilmesi gerekir, diye düşünüyorum.
Çizginin görsel olanaklarından etkilenmeyen, bunların ayrımlarını sezemeyin bir okurun karikatürü anlamsal olarak dar bir biçimde çözmesi mümkün de olsa, estetik olarak olası değildir.
Ayrıca okuyucunun; erkek-kadın ilişkilerini, yalnızlık, korku, umut, coşku, yaratı(çözüm üretme), cinsellik, aldırmazlık, vb. kavramları bilmesi ya da sezmesi, bunların insan ve toplum üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini ayrıt edebilmesi gerekir. Eğer okur (bakan), bunlardan yoksunsa, görsel metin olan karikatürdeki imgeyi belirleyemez.
Görsel Metin Olarak Karikatürün Anlamlandırılma Aşamaları
Karikatürü çözebilmemiz için önce üç kareye bakıp düz okuyalım.
Issız bir adadaki adamın yadım isterken karşılaştığı şaşkınlık...
Düz okuma/anlamlandırmadan sonra sorularla diğer aşamalara geçeriz. Bunları yarı ayrı ele alalım.
1. karede;
A. Adam, bu adaya nasıl ya da niçin gelmiş?
Yanıtlarımız;
· Bir gemi kazası sonucu yüzerek,
· Yakın bir adadan yüzerek,
· Denizdeki bir uçak kazasından,
· Yolunu kaybeden bir balıkçı/denizci,
· Belki bir yaşam tercihi,
· Toplumdan kaçıp yalnız yaşama isteği, vb...
B. Adam bugüne dek adada nasıl ayakta kalmış, neler yemiş, nasıl korunmuş?
· Adam adada çok uzun süre yaşamış olamaz. Uzun yaşadığına ilişkin ayrıntı
Göremiyoruz,
· Adamı ayakta tutan ağaçtır. Bunun meyveleriyle yaşamış olabilir, çünkü ağaçta meyve kalmamış,
· Adamı ayakta tutan umuttur, beklentidir. Kurtulma umudu olsaydı yardım
istemezdi. Bu umut onu korumuştur.
2. Karede;
A. Kadın bu adaya nasıl ya da niçin geldi?
· Bir uçak ya da gemi kazası olabilir,
· Yakın bir ada veya bölgede deniz ulaşım araçlarından biriyle gezerken
adamı görmüş olabilir,
· Kadının gemi/kayığı, sığ ada kıyılarına yanaşamadığından, kadın adaya
yüzerek gelip adamı kurtarmak için gelmiş olabilir.
3. Karede;
A. Adam kadını görünce niçin SOS’u siliyor?
· Adadan ayrılmak istemeyebilir.,
· Şaşkınlığından,
· Kurtulacağını anladığından SOS’a gerek kalmayabilir,
· Yalnızlığın paylaşılması için,
· Yardıma ihtiyacı olduğunu bilmesini istemeyebilir, gurur meselesi yapmıştır.
B. Kadın, adamın bu hareketini görünce niçin duruyor?
· Adamın artık yardıma ihtiyaç duymadığını düşündüğünden (SOS’u siliyor adam),
· Adamın bir an önce hazırlanmasını beklediğinden; onlar ayrıldığında yazı geride
kalırsa belki başkaları adada biri olduğunu düşünür, yardıma gelir. Yani
yardımda bulunan kişileri oyalamamak için yazının silinmesi uygun olabilir.
Bu sorular çoğaltılabilir.
Karikatürün Anlamlandırılması
1. Yorum
Bir adada yalnız yaşama durumunda kalan bir adam, varlığını sürdürebilmek için bir çaba içine girer. Ağaçtan kopardığı bir yaprağı kalem gibi kullanarak yere SOS yazmaya çalışır.
Yazı bitince adaya beklenmeyen bir kadın can simidiyle yüzerek gelir. Adam kadını görünce yazdığı SOS’tan vazgeçip, yazıyı silmeye başlar. Adamın bu davranışı kadını şaşırtır.Adam yalnız değildir artık, yanına yaşamını paylaşacak biri gelmiştir.
2. Yorum
Bir kaza ya da beklenmeyen bir olay sonucu, bir adada tek başına yaşayan bir adam, içine düştüğü çaresizlikten kurtulmak için kurtuluş yolu aramaktadır. Bunu da bir ağacın dalıyla yere SOS yazmada bulur. Yazı bittiğinde bir kadın belirir adada, Bu durum adamı sevindirir.Adaya çıkan kadın biraz yürüdükten sonra adamın davranışını anlayamaz, şaşırır.
3. Yorum
Issız bir adada yalnız yaşayan bir adam, yaşamı paylaşacak birini bulamayınca, yardım ister. Bir kadın da onun bu çağrısına(SOS) yanıt vererek adaya çıkar. Adam da beklediği yardımı bulunca sevinir.
Bu yorumlar sürer gider...
Bir Görsel Metindeki Sapmalar(Anlam Kaymaları) Karikatürü Çözer
Yukarıdaki sorulardan yola çıkarak görsel metin üzerinde yorumlarda bulunduk. Bu tür kareli/bant karikatürlerde bölümler arasında bir bağlantı vardır. Her karedeki anlam baştan sona (yukarıdan aşağıya) doğru anlam ilişkileri içinde akar gider. Karikatürün anlamsal olarak bağlandığı yer alt karelerdir. Anlamı aşamalandıran düğüm ikinci karede atılır, son karede de karikatürün kırılma noktası oluşur.Yani karikatür burada çözülür.
Karikatürdeki sapmalar bütünün her aşamasında görülebileceği gibi tek bir aşamada da görülür. Sapmalar: ada, yalnızlığı; adam uğraşı, mücadele (umut/bekleme); kadın da kurtarıcı/cinsellik...vb. çağrıştırır, yani derin yapıdaki anlam öğeleri olarak düşünülebilir.
Bu sapmalar zihnimize farklı bir şekilde de belirebilir.
Örneğin, adaya kadın yerine bir adam gelseydi adamın davranışı nasıl olurdu?
Adadaki adam, kadını beklenmedik bir anda görünce, SOS’u siliyor, onun bu davranışı bir cinsellik belirtisi olabilir mi? gibi...
Bu soruların yanıtlarını ararken karikatürün kırılma noktası farklı bir yöne de gidebilir. Bu, okuyucu/bakan kişi ile ilgili bir durumdur.
Sonuç
Bir görsel metin olan karikatürü anlama belli bir birikim işidir. Bilgimiz ne kadar derin ve yaşam tecrübemiz ne kadar fazlaysa görsel metni çözmemiz de o kadar farklı olur. Yüzeysel yapıda kalan bakışla görsel metinden tat alamayız. Bu durum bizi estetiğe götürmez, üstlerde oyalar. Karikatürün kırılma noktasını çözemediğimiz an, eksikliği görsel metinde aramamalıyız.
Asıl eksiklik bizde olabilir mi? sorusu önümüze geniş bir ufuk açar!
Kaynaklar:
Mordillo: Cartoons zum Verliben, dtv, Münih 1977
Özdemir İnce, Tabula Rasa, İş Bankası Yayınları, İstanbul 2002
Hasan Efe, Mecaz, Söz Sanatları ve Karikatür, Özgün Der.Yay., İzmir 2004
Nizamettin Uğur, Anlambilim, Doruk Yay, Ankara 2003
Ferrun Doğan, Asrileşen Köy, Cem Yay., İstanbul 1976
Cartonn Classics, Diogenes Verlag AG, Zürich 1977
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder