01 Haziran 2008

Minyatür, Gülen Yüzünü Yitirdi!


-Büyük Boyutta Görmek İçin Resmin Üzerine Tıklayınız-


Minyatür, gülen yüzünü yitirdi!

Minyatür sanatının ustalarından Nusret Çolpan, dün hayata veda etti. Minyatüre kendine has bir çizgi ve renk yansıtan, İstanbul'un pek çok mekanına yaptığı eserlerle minyatürü günlük hayatın içine getiren Nusret Çolpan'ın erken ölümü sanat dünyasını üzdü.


Dostlarını, öğrencilerini ve sanatseverleri bir tuvalin başında ya da en güzel minyatürleriyle süslediği bir duvarın önünde, hep tebessüm eden çehresiyle karşıladı. Çokları ona 'minyatürün gülen yüzü' diyordu. Dün gelen acı haber, bu sözü söyleyenleri çok üzdü. Minyatür sanatının en önemli ustalarından Nusret Çolpan (56) dün sabah geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda etti. Minyatüre kendine has bir çizgi ve renk getiren; özgün çalışmalarıyla adını dünyaya duyuran Nusret Çolpan'ın cenazesi bugün öğleyin Fatih Camii'nde kılınacak cenaze namazının ardından, Yeni Topkapı Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

İstanbulluların, eserlerini tramvay duraklarında, metro istasyonlarında görmeye alışık olduğu Çolpan, Osmanlı'nın kitap-resim sanatı olan minyatürü, tasvirleriyle hayatın içine taşıdı. Eserlerinin bazıları Jacques Chirac, Vladimir Putin gibi ünlü isimlerin evlerini süslüyor. Santa Barbara Müzesi, Wall Street Journale ve Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü gibi mekânlarda da onun eserleri yer alıyor. Çolpan'ın büyük boyutta, çini üzerine yapılmış çalışmaları, Türkiye dışında Dubai ve Yunanistan gibi ülkelerde de bulunuyor.

1952 yılında dünyaya gelen sanatçı, ilköğretimini Bandırma'da tamamladı. Daha sonra İstanbul'da Zincirlikuyu Meslek Lisesi'ni ve Yıldız Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Tıp Tarihi Enstitüsü'nde Prof. Dr. A. Süheyl Ünver ve Azade Akar'dan Türk süsleme sanatları dersi alan ve minyatür çalışmaya başlayan Çolpan, Kanuni devrinin büyük sanatçısı Matrakçı Nasuhi'den çok etkilendi. Mimaride kazandığı disiplin ve görüşten de faydalanarak minyatüre kendine has bir çizgi ve renk getirdi; klasik üslubu aynıyla devam ettirmekten yana olmadı. Çolpan bu tercihini, "Orijinalinde bir kitap sanatı olan minyatürü tabloya taşırken, onun kitaptaki haliyle bırakılmaması gerekir. Işığın, gölgenin ve perspektifin olmaması gibi teknik özellikleriyle geleneksel yanını koruyoruz; ama minyatür artık resmin bir kolu." diye açıklamıştı.

Yeni şeyler yapmak istiyordu
Çolpan'ın beklenmedik vefatı, sanat dünyasında büyük üzüntüyle karşılandı. Minyatür sanatçısı Müşfika Sezen Kocabay, Çolpan'ın en verimli zamanında aramızdan ayrıldığını söyledi gözyaşları içinde. Tezhip sanatçısı Cahide Keskiner, Çolpan'ın yetiştirdiği gençlerin, onun ekolünü devam ettireceğine inanıyor. Münevver Üçer de minyatürün, Çolpan'dan daha kazanacak çok şeyi olduğunu söyledi. Nusret Çolpan, onu tanıyan hemen herkesin şahadetiyle, çok çalışkan bir sanatçıydı. Sadece İstanbul'da değil, Türkiye'nin farklı kentlerinde ve yurtdışında çalışmalar yapıyordu. Miniatürk'te ve Cerrahpaşa'da dersler veriyor, bir yandan da öğrenci yetiştirmeye devam ediyordu. Bu yoğun çalışmasını gören dostları, zaman zaman onu uyarıyordu; ama o geleneksel sanatlar alanındaki 'geç kalmışlığın' şuurunda olan bir sanatçıydı. Çalışmaktan ve bildiklerini öğretmekten geri durmuyordu. Sürekli yeni şeyler yapmak istediğini söylüyordu. Bugün minyatür sanatının adı sokaktaki insan tarafından biliniyorsa, bunda şüphesiz Çolpan'ın o büyük çabasının ve zarif mavi-yeşil kompozisyonlarının payı vardır. Çolpan, "Ben minyatürde kompozisyona ve vereceği duyguya daha çok önem veriyorum. Bu sanatla anlatabileceğimiz çok şey var, aradaki açığı çok şey yaparak kapatabiliriz." diyordu. 35 yıldır minyatür çalışan sanatçının adı, değişik koleksiyonlarda yaklaşık 300'den fazla eserle yaşamaya devam edecek.

Nusret Çolpan'ın en verimli çağında ölümü, geleneksel sanatlar dünyamızın büyük bir kaybı. Bu alanda yetkin sanatçıların yetişmesinin ne kadar zor olduğu düşünülürse, onun kaybıyla oluşan boşluğun büyüklüğü daha iyi hissedilecek.

BEŞİR AYVAZOĞLU: Minyatüre yeni bir soluk getirdi Çok usta bir minyatür sanatçısıydı. Tekniği çok iyiydi. Minyatüre yeni bir boyut ve soluk getirmişti. Sanatında eskiyi tekrar etmek yerine minyatüre grafik ve modern resim boyutu getiren, minyatürü çağdaşlaştıran; özellikle büyük kompozisyonlarıyla dikkat çeken bir sanatçıydı. Hiç beklemiyorduk, çok genç yaşta aramızdan ayrıldı. Çok üzüldüm.

CAHİDE KESKİNER: Ekolü yaşatılmalı Karakteri, ahlakı, kültürü ve sanatıyla herkese örnek olan değerli bir insandı. Sadece bizim için değil bütün İslam sanatı için büyük bir kayıp. Minyatürde isim yapan bu sanatı dünyaya duyuran nadir sanatçılardan biridir. İnşallah talebeleri onun açtığı yoldan devam eder ve onun ekolünü yaşatır. Bütün temennim budur.

MÜŞFİKA SEZEN KOCABAY: En verimli çağında veda etti Her şeyden önce çok iyi bir insandı. Bize çok kötü bir sürpriz yaptı, hiç beklemiyorduk. Çok çalışkandı. Sanatını severek yapıyordu ve severek öğretiyordu. Çok güzel eserler yapıyordu ve yapılmasına vesile oluyordu. En verimli çağında aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin.

MÜNEVVER ÜÇER: Minyatür ondan çok şey kazanacaktı Vefat haberini aldığımda gerçekten şoke oldum. Günümüz minyatür sanatının en başarılı sanatçılarından biriydi. Hem çağdaş yorumlarıyla hem klasik minyatür sanatını yeni yorumlarla günümüze taşıyan bir sanatçıydı. Minyatür sanatı ondan daha çok şey kazanacaktı. Çok erken vefat etti.

Ali Pektaş
01 Haziran 2008,
Zaman-Pazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder