06 Temmuz 2008

Mizah Derneği Başkanı Çağrı Cebeci: “Mizah Hayatın Bir Parçasıdır.”


Mizah Derneği Başkanı Çağrı Cebeci: “Mizah Hayatın Bir Parçasıdır.”

Ropörtaj: Mustafa TAŞÇI

İstanbul’da Cafcaf dergisini çıkaran bir grup mizahçı dernekleşti. Mizah Derneği adıyla kurulan bu derneğin genel başkanı karikatüristimiz Çağrı Cebeci. Çağrı Cebeci ile yeni kurdukları dernek, Cafcaf ve mizah anlayışımız üzerine konuştuk.

TAŞÇI: Mizah Derneği'ne ihtiyaç var mı?
CEBECİ: Mizah zaten hayatımızın bir parçası. Ekmek su gibi de bir ihtiyaç. Normalde Dernek çok mu lazımdı canım diyenler olabilir. Ama inanın çok lazımmış. Bu dernek bir çok yazar ve çizer arkadaşı bir araya topladı. Cafcaf dergisinin yazar ve çizerleri haricinde bir çok üyemiz ve üye adaylarımız var. Amacımız Türkiye’de seviyeli mizah yapan herkesi kucaklamak..

TAŞÇI: Ne gibi çalışmalar tasarlıyorsunuz?
CEBECİ: Türkiye’de 20 bine yakın dernek var. Bunların çoğuna âtıl diyebiliriz. Dernek kurup çay kahve içen ve hiçbir faaliyette bulunmayan derneklerin sayısı çok fazla. Biz istiyoruz ki derneğin faaliyetleri olsun. Boş boş durmayalım. Hizmetler yapalım. Mizah Derneği olarak bir çok projeye bir çok hizmete imza atmak istiyoruz. Kültür festivalleri, karikatür kursları, paneller, yarışmalar öncelikli hedeflerimiz.

TAŞÇI: Ekibinizde kimler var?
CEBECİ: Ekibimiz çok kalabalık. Hepsi birbirinden değerli insanlar. Sayacak olursak Ahmet Kesgin, Turgut Yılmaz, Cemal Satkın, Ahmet Ercan, Volkan Akmeşe, İsmail Bahat, Murat Yılma, Suavi Kemal Yazgıç, Ahmet Murat, Yusuf Turan Günaydın, Bülent Ata, Hasan Kocatopuz, Numan Kodal, Adem Mermerkaya, Ahmet Altay, Yasir Eryılmaz, Bünyamin Yılmaz, Ö. Faruk Dönmez, Ahmet Mutlu, Yusuf Kot, Yusuf Ziya Kosifoğlu, Kerem Abadi, Ufuk Kayabaşı, Nurettin Durman, Halil Eser, Mehmet Keskinkılıç, Necmettin Çanak, Murat Karaca, Özkan Olcay, Hakan Albayrak, Mustafa Göleç, Hicabi Kırlangıç, Murat Gök, Niyazi Çöl, Melek Demir, Mehmet Doğan, Yüce Yılmazoğlu, Mustafa Alcan, İbrahim Demirci, Önder Yavuz, Bahadır Cevizci, Seval Cevizci ve sevgili ve editörümüz Asım Gültekin ekibimizde olan arkadaşlardan bazıları.

TAŞÇI: Derneğiniz kimlere açık? Her isteyen üye olabilir mi yoksa bazı şartlarınız var mı?
CEBECİ: Derneğimiz mizahla alakadar işinin profesyoneli her türlü kişiye açık. Şartımız bu. Bir de 6 adet çekilmiş komik fotoğraf istiyoruz.

TAŞÇI: Cafcaf'ı da çıkartıyorsunuz aynı zamanda. Dindarlar mizah yapamaz deniyor? Ne dersiniz?
CEBECİ: Bunu diyenlere gülüyoruz biz. İlhamı onlardan alıyoruz zaten. Bu tür cümleler kuran arkadaşlar bu işin tekeli olmaya çalışıyorlar Türkiye’de. Mizahı belli bir kesime mal edip o şekilde sürdürmek istiyorlar. Bu ülkede vatanına milletine dinine bağlı mizahçılar da var. Mizah evrensel bir şeydir. Bunu farklı algılayanlara bir yere çekmek isteyenlere de hepten karşıyız. Derneğimizin amaçları arasında bu da var. Maalesef Türk mizahı yıllar boyunca bu sıkıntıyı yaşadı ve hâlâ yaşıyor. Hepimiz Nasrettin Hoca’nın torunlarıyız. Tarihimize baktığınızda yaşanmış çok mizah olayları var. Hele Osmanlı nüktelerini bir anlatsam şaşar kalırsınız. Hatta yeri gelmişken anlatayım bir tanesini. Bir ecnebi mahfilde Osmanlı İmparatorluğu'nun hâlâ sağlam olduğundan bahsediliyordu. Fuat Paşa şöyle teyit etti: “Evet, muhakkak ki sağlamdır. Çünkü siz dışarıdan, biz içeriden yıkmaya çalışıyoruz da gene dayanıyor.”İşte ecdadımız böyle sağlam bir mizah anlayışına sahipti. Geçmişini bilmeyen geleceğinin ne olacağını asla bilemez. Bize düşen geçmişten gelen bu güzel ve ahlaklı mizah anlayışını yaşatmak. Geçenlerde karikatürist bir arkadaş “Mizah sofuluğu kaldırmaz” diye bir açıklama yapmıştı. O arkadaşa biraz tarih okumasını ve geçmişi araştırmasını tavsiye ediyorum. Belki 2-3 şey öğrenir de ufku genişler.

TAŞÇI: Nasıl mizah yapanları başarısız buluyorsunuz?
CEBECİ: Seviyeli yapılan her türlü mizahı alkışlarız biz. Belaltı yapılan esprileri ise tasvip etmiyoruz zaten. Toplumun ahlak seviyesini düşürüyor bu çeşit mizah. Yıllarca gençlerimizin beyinlerini böyle yıkadılar. Hâlâ da devam ediyorlar. Biz aile içinde okunacak, gülünecek bir mizah anlayışına sahibiz. Gerisi seviyeli mizaha girmiyor zaten. Sululuk diyoruz bu tür mizaha.

TAŞÇI: Ne zaman kurdunuz derneği?
CEBECİ: Derneğimiz daha yeni. 28 Martta kurduk. Genciz Heyecanlıyız. Yapılacak çok şey var bu dernek vesilesiyle. Birlikten kuvvet doğar. Bu kadar çok yazar ve çizeri toplamak hakikaten zor ama bir o kadarda heyecan verici. Asım Hocaya da bu arada emekleri için teşekkür ediyoruz. Onun katkısı çok büyük.

TAŞÇI: Başkanlık nasıl bir duygu? Koltuklarınız kabarıyor mu?
CEBECİ: Başkanlık güzel tabi. Ama okullardaki sınıf başkanlığına benzemiyor bu iş. Sorumluluk duygusu daha fazla. Bir gün bir dernek başkanlığı yapacağım aklımın ucundan bile geçmezdi.

TAŞÇI: Anneniz "Oğlum ne zaman ciddi şeylerle uğraşacaksın" diyor mu?
CEBECİ: Annemin de mizahi yönü çok gelişmiştir. Esprilerime çok güler ve takdir eder hep. Ama bu işleri hiç ciddiyetsiz bir iş olarak görmez. Mizahın çok ciddi bir iş olduğunu bilir. Bana genellikle “Afferim benim oğluma” der.

TAŞÇI: Böyle diyenlere ne yapasın gelir?
CEBECİ: Espri yapasım gelir. Tutamam kendimi. Kimsenin mesleğini sorgulamadım hayatım boyunca. Helal yoldan kazanılan bütün kazançlar kutsaldır. Ben de ekmeğimi bu meslekten kazanıyorum. Diğer arkadaşlar da öyle. Mizahı ciddiye almayanlar yeri geldiğinde bir gazetenin kapağında çıkan bir karikatüre çok kızabiliyor veya çok gülebiliyor. Bu da yapılan işin ne kadar etkileyici ve birebir hedefine gittiğini gösteriyor.

TAŞÇI: Merhum değerli şair Dilaver Cebeci'nin oğlusunuz. Sizin şiirle aranız nasıl?
CEBECİ: Babam çok değerli bir şairdi. Türkiye’de 10 kişiden 9’u kendini şair zannediyor zaten. Ben herkesin anladığı işi yapmasından yanayım. Babamdan bana başka meziyetler geçmiş. Şiirden maalesef anlamıyorum. Ama İyi bir okuyucu olduğumu söyleyebilirim.

TAŞÇI: Babanızın şiir kitaplarına karikatür çizdiğiniz oldu mu hiç? Ve bundan dolayı azar yediğiniz?
CEBECİ: Aman ne yaptınız? Babamın en değerli şeyleri şiir kitaplarıydı. Değil karikatür çizmek kitaplarını elleyemezdik bile. Bir keresinde bir kitabının yerini değiştirmiştim. Okuyup yanlış yere koymuşum farkında olmadan. Sanırım 6 saatlik kısa bir zaman diliminde olay anlaşıldı ve fırçayı yemiştim.

TAŞÇI: Mizahçılar nelere güler?
CEBECİ: Mizahçı absürt olan her şeye güler. Saçma olan ve yanlış olan şeylerde bizim için malzemedir. Sivrisinekten yağ çıkarma olayı vardır ya. Onun gibi bir şey. Bir adamın duruşu bir kişinin esnemesi bile bizler için potansiyel espridir. Mizahçıyı farklı kılan özellikte budur.

TAŞÇI: Çok asık suratlı mizahçı tanıdığınız var mı?
CEBECİ: İsim vermeyeceğim ama var. İnanın bu kişiyi sizde görseniz bana hak verirsiniz. Hakim ya da kasap sanırsınız bu arkadaşı. Nasıl mizahçı olduğu konusunda da bir fikrim yok.

TAŞÇI: Derneğinizle ve Cafcaf ile irtibat kurmak isteyenler ne yapmalı?
CEBECİ: Öncelikle sitemiz var. Daha yeni. www.mizahdernegi.org. Buradan bizlere ulaşabilirler. Cafcaf için ise editörümüz Asım Gültekin hocamızın mailini verebilirim buradan. Hatta evet evet vereyim. İşte. asimgultekin @hotmail.com

TAŞÇI: Çarşamba akşamları Yazarlar Birliğinde toplanıyormuşsunuz. İlgililer, meraklılar da katılabilir mi toplantınıza?
CEBECİ: Toplumun her kesiminden insanlara açığız biz. Sağolsun meraklı meraksız şimdiye kadar çok kişiyi ağırladık. Daha da ağırlarız evelallah. Herkesi bekleriz bu toplantılara.

TAŞÇI: Gelseler çay içebilirler mi?
CEBECİ: Çay var. Kahve ve oralet de var sanırsam. Bir de soda verebiliriz.

TAŞÇI: Cafcaf ne zaman bağımsız olacak?
CEBECİ: Şu anda Genç dergisi ile ek olarak çıkıyor Cafcaf. Eylül ayında bitiyor ek olarak çıkma maceramız. Eylül ayından sonra yeni bir yol belirleyeceğiz. Büyük ihtimalle serbest olacağız. Ama haftalık mı aylık mı tam olarak belli değil. Asım hocam ile bazı yerlerle irtibat halindeyiz. En hayırlısı neyse o olur inşallah.

TAŞÇI: Genç dergisi size neler ifade ediyor?
CEBECİ: Genç denince zaten enerjik bir kitle canlanıyor zihnimde. Türkiye’de nüfusun büyük bir bölümü genç. Bizim hedef kitlemiz de onlar. Dergisini soracak olursanız çok daha iyi şeyler söyleyebilirim. Başta Lütfi Aslan’a teşekkür ederim. Güzel bir dergi hazırlamışlar. Başarılarının devamlarını dilerim.

TAŞÇI: Birdirbir'de de İcat Taci'yi çiziyorsunuz. Şehri Telaş mı İcat Taci mi? Hangisi daha sıcak size?
CEBECİ: Esaslında ayırım yapmam. Ya da yapamam desem daha yerinde olur. Bu dergiler haricinde de tiplemeler yaptığım yerler var. O çizdiğim karakterlerin hepsini çok seviyorum hakikaten. Çocuklarım gibi. Bir babaya hangi çocuğunuzu seviyorsunuz derseniz bocalar ya. Ben de öyle oluyorum. Ağlayacağım galiba.

TAŞÇI: Takdir ettiğiniz çizerler kimler? (Siyaseten değil ama hakikaten kimler?)
CEBECİ: Bu çok klasik bir soru ama cevap vermeden geçemeyeceğim. Ahmet Keskin takdir ettiğim tek çizer Türkiye’de. Yaşantısıyla hayat felsefesiyle ve en önemlisi esprileriyle tam teşekküllü bir mizahçı kendisi. Herkes kıyıdan köşeden mizahçı olabilir ama iyi mizahçı olmak için bu vasıfları barındırmak gerekiyor bence. Ahmet abiyi ayrıca bir insan olarak da çok takdir ederim.

TAŞÇI: Eklemek isteyeceğiniz sorular?
CEBECİ: Vallahi bu kadar çok soruya benim ekleyeceğim bir şey yok. Belki size nereli olduğunuzu sorabilirim.

TAŞÇI: Teşekkür edelim ama nasıl?
CEBECİ: Komik olsun bence. Değişik bir tarz yap yani.

TAŞÇI: Tamam, git uyu kardeşim ya..
CEBECİ: Uyumak derneğimizin kurallarına aykırı. Çalışalım ve üretelim. Daha güzel ve daha neşeli günler için.

Kaynak:
Sanat Alemi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder