12 Temmuz 2008

"Mizahın Abisi Oğuz Aral" Kitabı Çıktı!

Uzun boylu, uzun bıyıklı yaşlıca bir adam elinde üç paket sigarası ve koltuğunda kitaplarıyla kaldığı otelin odasından dışarıya çıktığında yapacaklarını kafasında belirlemişti. Otelin bahçesinde, sahile yakın bir yerde oturacak ve kitap okuyacaktı. Masaya oturdu, kitabını açtı ve havanın sıcaklığını biraz kırmak ve serinlemek için hastalıklarına inat bir bardak bira söyledi kendine. Bir süre sonra ya da Korhan Atay ve Figen Kumru Akşit’in anlattığına göre bir saat kadar sonra masadan kalkmaya çalıştı ama beceremedi, müşterilerin önünde yere düştü. Bakışlar altında kalkmaya çalıştı, ama onu da beceremedi ve acılar içinde öylece kalakaldı. Otelin revirinden bir hemşire ilk müdahaleyi yaptı ve işin ciddiyetini anlayınca hemen doktor çağırılmasını istedi, gelen doktor kalp krizi geçiren adamı tanıdı. Oğuz Aral’dı yerde ölümle cebelleşen. Türk mizahının yetiştirdiği en büyük usta, aslına bakarsınız Türk mizahını yetiştiren isimdi o.

Doktorun kendisini kurtarmak için verdiği mücadeleyi görünce ona kuvvetini toplayarak “Uğraşma evlâdım yolun sonuna geldim, biliyorum” dedi. Hastaneye kaldırdılar. Yoğun bakımda biraz kendine gelir gibi oldu. Ziyaretçilerine camların arkasından selam verip el salladı, kimse yokken kitap okumaya çalıştı ve ilaçların etkisiyle uykuya daldı. Herkes kefeni yırttığını düşünse de Oğuz Aral daha hastaneye yatmadan yenilgiyi kabul etmişti. 26 Temmuz 2004 tarihinde gözlerini bir daha açmamak üzere kapattı ve kapatmadan önce yaşanan son krizde doktorlarına son sözünü de söylemişti; “Bıraktık çocuklar” diyordu...

O gün hayatını kaybeden sadece Oğuz Aral değildi. Avanak Avni, Utanmaz Adam gibi hafızalardan hiçbir zaman silinmeyecek karakterlerin yaratıcısı; Gırgır gibi 500 bin satış rakamına ulaşmış bir mizah dergisinin kurucusu, büyük mizahçı Oğuz Aral’dı giden. Tiyatro adamı, pantomim sanatçısı ve öğretmeni, bağlama ustası, yazar, senarist, grafiker, çizgi film yaratıcısı, ticaret dehası... Seramik ve ebru ustası, ressam, aşçı... Darbe günlerinin direnişçi aydını, Avrupa’yı Anadolu mizahıyla tanıştıran harbi adam Oğuz Aral... Müjdat Gezen’in deyimiyle “Her şeyi güzel yapan adamdı.”Korhan Atay ve Figen Kumru Akşit’in, Mizahın Abisi Oğuz Aral adlı kitabı işte bu çok yönlü, çok kültürlü, çok kabiliyetli adamın aşklarla, acılarla ve kahkahalarla dolu yaşam öyküsünün izini sürüyor. Yaşamının tüm ayrıntılarını olduğu kadar ölüme doğru giden zamanının da bilinmeyenlerini gözler önüne seriyor. Doğan Kitap etiketiyle Oğuz Aral’ın ölümünün dördüncü yılına yaklaştığımız şu günlerde yayımlanan kitapta yer alan anılardan anlıyoruz Oğuz Aral’ın “Bıraktık çocuklar” derken ne söylemek istediğini. Onun artık ölümü nasıl kabullendiğini...

5 Mayıs 2004 tarihinde manevi kızı Emine Sancak ile yaptığı tartışmadan da bu sinyalleri almak mümkündü. Emine Sancak’ın kırgın ve çaresiz bir sesle “Daha uzun yıllar yaşamanı istiyoruz” demesi üzerine “Ben yaşadım” cevabına veriyordu Oğuz Aral. 11 Temmuz 2004’te arkadaşı Nizamettin Tüfekçioğlu ile 15 günde bir düzenli olarak gittikleri hamam sefasının çıkışında ona da aynını söyleyecekti “Bak oğlum, bu herif son defa yıkadı beni” diyecekti.
Buna benzer daha birçok şey sayıbilir elbette ama kitap Oğuz Aral’ın yaşamını tüm ayrıntılarını anlatırken acıları, hüzünleri, sevinçleri ve aşklarıyla çok çok güzel geçmiş bir hayatı seriyor gözler önüne. Girişinde yer alan ölüm ne kadar yürek burksa da kitap kimseyi üzmeyecek, aksine eğlendirecek bir çalışma Mizahın Abisi Oğuz Aral. Kitapta ayrıca Aziz Nesin’den Altan Erbulak’a, Müşfik Kenter’den Müjdat Gezen’e bir dönemin sımsıcak dünyasını ve Hasan Kaçan, Ergün Gündüz, Galip Tekin gibi efsane karikatüristlerin ustalaşma süreci de anlatılıyor.

Kaynak:
Taraf Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder