14 Şubat 2009

Karikatür Sanat Değilmiş Meğersem!

Karikatür Sanat Değilmiş Meğersem!

Mizah dergilerinin kahramanları Türk halkı tarafından çok benimsenir. Hatta işi aşırıya götürüp evin bir elemanı yaparız onu. Uykusuz isimli mizah dergisinde her hafta yaptığı yaramazlıklar ve literatüre geçecek cümleleri sayesinde ilgiyle takip edilen, mizah dünyasının en küçük kahramanlarından Fırat da bağrımıza bastığımız karakterlerden biri. İlk başlarda dergide var olan boşluğu doldurmak için çizilmeye başlanan Fırat okuyucu tarafından sevilince Uğur Gürsoy işin peşini bırakmamış. Bu hafta mizah dünyasının bu kahramanını yakından tanıyalım dedik ve Uğur Gürsoy'la hepimizin çocukluğunu bulduğu Fırat'ı konuştuk. Yedi yıl diş hekimliği yaptıktan sonra bu işten sıkılan ve ben karikatür çizeceğim diyerek beyaz önlüğü bırakıp Penguen dergisine koşan Gürsoy ilk başta küçük bir köşeyle başlamış işe.

DİZİDEKİ ÇOCUKLAR SAHTE FIRAT GERÇEK
Daha sonra Uykusuz dergisine katılan Gürsoy ilk sayılarda Umut Sarıkaya'nın çizdiği alanın boş kalmasıyla, yani boşluğu doldurmak amacıyla Fırat'ı çizmeye karar vermiş. Dizilerde izlediğimizin aksine yaramaz, gamsız bir çocuk Fırat. Çizer de zaten bunu yapmayı hedeflemiş: “Dizilerdeki bilmiş, duygusal çocukların aksine hiçbir şeyi takmayan evde koşturan bir çocuk çizeyim dedim. Gerçek çocuk aslında Fırat, dizidekiler sahte. Ben uslu çocuğa gıcık olurum, Fırat gibi çocuklara gülüyorum.” Fırat'la en büyük ortak noktalarının yemek yememek olduğunu söyleyen Gürsoy, “Çocukluğumda Fırat gibi konuşmuyordum. Etrafımdaki çocukların toplaması o aslında. Ama Fırat'ın annesi aynı benim annem. İsimleri de aynı zaten, Gülsüm”. diyor.

FIRAT BÜYÜSÜN İSTEMİYORUM
Bilenler bilir Fırat arkadaşı Tahsin'in sünneti vesilesiyle epeyce kıskançlık krizi yaşandı. Gürsoy'a soruyorum Fırat'ın sünneti ne zaman diye, “Fırat'ın sünnetini yapınca biraz büyümüş olacak. Ben de büyüsün istemiyorum. Yaşı hakkında da en ufak bir bilgim yok. Bazen 6 yaşında, bazen 3 yaşında gibi oluyor” diye cevap veriyor. Merak edilen bir diğer nokta ise Fırat'ın babasının nerede olduğu. Çizer aslında evde yaptığı çalışmalarda birkaç kez babayı işin içine sokmaya çalışmış ama evde misafir unsur gibi durunca vazgeçmiş. Her sayıda çok komik bir şey yapacağım diye uğraşmadığını anlatan çizer “Normal bir çocuk konuşmasını saçmalatsam da insanlar gülüyor. Hiç çizmemekten iyidir diyorum ben de. Ama bu kadar da coşacağını beklemiyordum açıkçası. Gurur vesilesi oldu benim için” diye de belirtiyor. Son olarak Fırat'ın kitabından bahsedelim diyoruz. “Kitapta özellikle sarı renkler kullandık ki kitap ciddiyeti olmasın, oyuncak olsun. Normal karikatür kitabı için daha fazla malzemem var ama bunun daha fazla ilgi göreceğini biliyordum” diyor. Fırat hakkında birçok istek geldiğini de belirtmeden edemeyen çizer: “Buradan çağrı yapıyorum. Fırat'ı sevgilisine doğum günü hediyesi olarak çizip göndermemi isteyenler sesimi duyun! Bu istediğiniz asla mümkün değil.”
Dergide hepimiz suskun adamlarız

Karikatüristler olarak her daim espri beklenen insan konumuna düştüklerine değinen Uğur Gürsoy “O yetmiyormuş gibi bir de bize espri yapıyorlar. Bak ben de yapabiliyorum bu işi diye. Oysa bilmiyorlar çoğumuz suskun adamlarız. Sonra görünce bu muydu diye burun kıvırıyorlar” diyor. Karikatür çizmeyi bir sanat olarak görmediğini anlatan çizer bu işi insanları eğlendiren popüler bir eğlence türü olarak tanımlıyor.

Ropörtaj:
Aysel Yaşa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder