Edebiyat Dergisi KUM'da yayınlanan karikatürle ilgili yazı EK'tedir.
Hasan Efe
GÖRSELLİKTE TERSİNLENEN DÜŞÜNCE: KARİKATÜR
HASAN EFE
Görsellik kavramı bir genelleme olmasına karşın “düşünce” ile içselleştiğinde anlam alanı daraltmış olur, ki bu da “karikatürü” karşılar kuşkusuz. Çünkü karikatürü oluşturan unsurların içinde çizgiden sonra ilk öne çıkan “düşünce”dir.
Resim, fotoğraf, ebru...vb sanatların yanı sıra üç boyutlu olanları da göz önüne alırsak “görselliğin” alanını genişletebiliriz.
Yazımızı “karikatür sanatı” üzerinde daraltarak sürdüreceğiz.
Tüm sanatlarda olduğu gibi, sanatçı iç tepilerini dışa yansıtma sürecinde tinsel, özdeksel birikimlerini değişik formlarda şekillendirirken yaşamsal çevrimin kendisine yansıyanlarını “düşsel” ve “düşünsel” olarak alıcıya aktarır.
Böyle bir işleyişi belirgin olarak karikatür sanatçılarında görürüz.
Karikatür sanatçısı görselliği verirken resim ve grafik sanatının (diğer sanat kolları da olabilir) tüm olanaklarından yararlanır. Çalışma alanında “düşsel” yansımanın somutlanmasını oluştururken; çizgi, renk, montaj, kolaj, gölge, tram...gibi unsurları bir “bütünlükte” toplar. Bu da karikatür kompozisyonunun bir aşamasıdır.
Sanatçının bu olanakları kullanması ona bir esneklik kazandırır. Böylece o, “özgür işleme” sürecinde “düşünce” arenasındaki yaratıcılığını sonsuzlaştırır.
Bu aşamalardan sonra ortaya çıkan ürün (karikatür) alıcı ve verici kanallar arasındaki işlerlikten başka bir şey değildir.
Bu iletişim olanaklarının ortaya koyduğu “dönüt” ile, sanatçı arasında “gizil” bir bağlantı olduğu kaçınılmazdır. Bu da görselliğin “tersinlenerek” “düşüncede” kendini bulmasıdır. Daha basit bir söyleyişle, verilmek istenen iletinin çarpıtılarak ya da abartılarak veya nesnenin ve öznenin “öz” üzerinden büyütülerek-küçültülerek verilmesidir, denebilir. Burada söz konusu olan “öz” iletilmek istenilen “düşünce”nin temelidir.
Görsellik ne şekilde ortaya konursa konsun asıl olan “öz”dür.
Karikatür sanatı, kendi kavramı gereği görselliği genellikle tersinlediği için içindeki düşünce unsurunu ip uçları vererek alıcıda bir işlerlik kazanır. Bu işlerlik de “düşünceden” başka bir şey olamaz.
Düşüncenin böyle bir dönüşümle alıcıya ulaşması onda; gülme, kahkaha, tebessüm, öfke, kızma, ders çıkarma, öğrenme...şeklinde algı sonuçlarını ortaya çıkarır.
Bunu şöyle formüle edelim.
KARİKATÜR +ALICI = DÜŞÜNME ® TERSİNLEME / GÜLME...vb
Yukarıdaki simgelerle oluşturduğumuz bu formülle alıcı (karikatüre bakan kişi), karikatürdeki görsel bütünlüğü algıladıktan sonra bunun üzerinde bir düşünce yürütür, bu süreçte tersinleme de başlar.
Görsellikteki bütünlükten çıkan bu “ileti özü” düşüncenin aslını oluşturarak gülme...vb şeklinde sonlanır.
Hasan Efe
GÖRSELLİKTE TERSİNLENEN DÜŞÜNCE: KARİKATÜR
HASAN EFE
Görsellik kavramı bir genelleme olmasına karşın “düşünce” ile içselleştiğinde anlam alanı daraltmış olur, ki bu da “karikatürü” karşılar kuşkusuz. Çünkü karikatürü oluşturan unsurların içinde çizgiden sonra ilk öne çıkan “düşünce”dir.
Resim, fotoğraf, ebru...vb sanatların yanı sıra üç boyutlu olanları da göz önüne alırsak “görselliğin” alanını genişletebiliriz.
Yazımızı “karikatür sanatı” üzerinde daraltarak sürdüreceğiz.
Tüm sanatlarda olduğu gibi, sanatçı iç tepilerini dışa yansıtma sürecinde tinsel, özdeksel birikimlerini değişik formlarda şekillendirirken yaşamsal çevrimin kendisine yansıyanlarını “düşsel” ve “düşünsel” olarak alıcıya aktarır.
Böyle bir işleyişi belirgin olarak karikatür sanatçılarında görürüz.
Karikatür sanatçısı görselliği verirken resim ve grafik sanatının (diğer sanat kolları da olabilir) tüm olanaklarından yararlanır. Çalışma alanında “düşsel” yansımanın somutlanmasını oluştururken; çizgi, renk, montaj, kolaj, gölge, tram...gibi unsurları bir “bütünlükte” toplar. Bu da karikatür kompozisyonunun bir aşamasıdır.
Sanatçının bu olanakları kullanması ona bir esneklik kazandırır. Böylece o, “özgür işleme” sürecinde “düşünce” arenasındaki yaratıcılığını sonsuzlaştırır.
Bu aşamalardan sonra ortaya çıkan ürün (karikatür) alıcı ve verici kanallar arasındaki işlerlikten başka bir şey değildir.
Bu iletişim olanaklarının ortaya koyduğu “dönüt” ile, sanatçı arasında “gizil” bir bağlantı olduğu kaçınılmazdır. Bu da görselliğin “tersinlenerek” “düşüncede” kendini bulmasıdır. Daha basit bir söyleyişle, verilmek istenen iletinin çarpıtılarak ya da abartılarak veya nesnenin ve öznenin “öz” üzerinden büyütülerek-küçültülerek verilmesidir, denebilir. Burada söz konusu olan “öz” iletilmek istenilen “düşünce”nin temelidir.
Görsellik ne şekilde ortaya konursa konsun asıl olan “öz”dür.
Karikatür sanatı, kendi kavramı gereği görselliği genellikle tersinlediği için içindeki düşünce unsurunu ip uçları vererek alıcıda bir işlerlik kazanır. Bu işlerlik de “düşünceden” başka bir şey olamaz.
Düşüncenin böyle bir dönüşümle alıcıya ulaşması onda; gülme, kahkaha, tebessüm, öfke, kızma, ders çıkarma, öğrenme...şeklinde algı sonuçlarını ortaya çıkarır.
Bunu şöyle formüle edelim.
KARİKATÜR +ALICI = DÜŞÜNME ® TERSİNLEME / GÜLME...vb
Yukarıdaki simgelerle oluşturduğumuz bu formülle alıcı (karikatüre bakan kişi), karikatürdeki görsel bütünlüğü algıladıktan sonra bunun üzerinde bir düşünce yürütür, bu süreçte tersinleme de başlar.
Görsellikteki bütünlükten çıkan bu “ileti özü” düşüncenin aslını oluşturarak gülme...vb şeklinde sonlanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder