Vatan gazetesinin haberine göre, Türk karikatür dünyasının duayen isimlerinden, ünlü “Abdülcanbaz” karakterinin çizeri Turhan Selçuk, 88 yaşındayken, 2 yıl önce yaşamını yitirdi. Selçuk’un cenazesi, vasiyeti üzerine Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesi’nde toprağa verildi. Ünlü ustanın bu “manevi vasiyeti” yerine getirilirken, “maddi vasiyeti”, aile fertleri arasında kavgaya neden oldu. Kavga, Selçuk’un ikinci eşi Ruhan Hanım’ın (61), ilk eşi ünlü yazar Füruzan’dan olan kızı sinema eleştirmeni ve akademisyen Yrd. Doç. Dr. Hikmet Aslı Selçuk’a (53) açtığı “iptal davası”yla ortaya çıktı.
Avukatı Sibel Engin aracılığıyla geçtiğimiz günlerde mahkemeye başvuran Ruhan Selçuk, üvey kızı Aslı Selçuk’tan davacı oldu. Ruhan Hanım, mahkemeye sunduğu dilekçede şu ifadelere yer verdi: “Turhan Selçuk’un yasal mirasçıları ben ve üvey kızımdır. Vasiyetnamede, bankadaki para yarı yarıya ben ve kızıma kalmıştır. O dönemde hem eşimin vefatı nedeniyle hem de annemin amansız bir hastalıkla mücadele etmesinden dolayı yaşadığım ağır psikolojik durum nedeniyle, vasiyetname konusunu detaylı olarak araştıramadım. O dönemde üvey kızım bana, “Mirasta dörtte üç oranında hakkım var. Eğer, menkul mallar üzerindeki hakkından feragat edersen, babamın bankadaki parasıyla ilgili olan vasiyetine itiraz etmeyeceğim” diyerek, “mirastan feragat sözleşmesi” imzalatmak istedi. Ben de avukatımın yanlış yönlendirmesiyle, yasal haklarımın bunlarla sınırlı olduğunu düşünerek ve eşimin vasiyetinin yerine getirilmesi manevi sorumluluğu ile söz edilen belgeyi imzaladım” savında bulundu. Selçuk Ailesi’nin miras davası önümüzdeki günlerde görülmeye başlanacak. (Radikal)
Avukatı Sibel Engin aracılığıyla geçtiğimiz günlerde mahkemeye başvuran Ruhan Selçuk, üvey kızı Aslı Selçuk’tan davacı oldu. Ruhan Hanım, mahkemeye sunduğu dilekçede şu ifadelere yer verdi: “Turhan Selçuk’un yasal mirasçıları ben ve üvey kızımdır. Vasiyetnamede, bankadaki para yarı yarıya ben ve kızıma kalmıştır. O dönemde hem eşimin vefatı nedeniyle hem de annemin amansız bir hastalıkla mücadele etmesinden dolayı yaşadığım ağır psikolojik durum nedeniyle, vasiyetname konusunu detaylı olarak araştıramadım. O dönemde üvey kızım bana, “Mirasta dörtte üç oranında hakkım var. Eğer, menkul mallar üzerindeki hakkından feragat edersen, babamın bankadaki parasıyla ilgili olan vasiyetine itiraz etmeyeceğim” diyerek, “mirastan feragat sözleşmesi” imzalatmak istedi. Ben de avukatımın yanlış yönlendirmesiyle, yasal haklarımın bunlarla sınırlı olduğunu düşünerek ve eşimin vasiyetinin yerine getirilmesi manevi sorumluluğu ile söz edilen belgeyi imzaladım” savında bulundu. Selçuk Ailesi’nin miras davası önümüzdeki günlerde görülmeye başlanacak. (Radikal)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder