SERGİYE ÇAĞRI…
Karikatürcüler Derneği İzmir Temsilciliği ve Türk Kütüphaneciler Derneği İzmir Şubesi , kütüphanecilerin mesleki sorunlarının ele alındığı karikatürlerden oluşan bir sergi ve kitap çalışması gerçekleştirecektir. Sergi ve kitabın konusu, “kütüphanecilik mesleğinin sorunları” olarak belirlenmiştir. Sayı ve teknik sınırlaması bulunmamaktadır. Yazılı karikatürler de değerlendirecektir. Sergi, mart ayının son pazartesi günü başlayan Kütüphaneler Haftası içinde açılacak, kitabın dağıtımı da aynı hafta içinde gerçekleştirilecektir.Kütüphaneci dostlarımız, konuya daha ayrıntılı yaklaşımları mümkün kılabilmek üzere , mesleki sorunlarından bazılarını aşağıda kısa notlar halinde özetlemişlerdir. Bunun yanı sıra kütüphanecilik mesleği ile ilgili bir yazı da ekte sunulmaktadır. Karikatürler en geç 15 şubat 2013 tarihine kadar, baskıya elverişli çözünürlükte ve A4 ölçülerinden küçük olmamak üzere olmak kaydı ile karderizmir@hotmail.com adresine gönderilmelidir. Katılımcılara kitap ve katılım sertifikası gönderileceğinden, karikatürlerle birlikte posta adreslerinin de ulaştırılması beklenmektedir.
KÜTÜPHANECİLİK MESLEK SORUNLARINDAN ÖRNEKLER
*Kütüphanede, kullanıcıların yüksek sesle konuşmayı alışkanlık haline getirmeleri.
*Kütüphaneye yiyecek ve içecekle girilmesi.
*Kütüphanede cep telefonları ile konuşulması.
*Kullanıcıların , hoşlarına giden veya kendilerine gerekli olacak , kütüphaneye ait kitapları alıp yerlerini değiştirerek diğer kullanıcılardan saklamaları.
*Özellikle üniversite kütüphanelerinde, kullanıcıların kütüphane koltuklarına birden fazla kişi oturmaya çalışarak dikkat dağıtarak ortama uygun olmayan tavırlar sergilemeleri.
*Kütüphanecilerin, bütün gün kitap okuyan kişiler olarak algılanması.
*Kütüphanecilerden sık sık, kütüphane materyali dışında objeler talep edilmesi (tırnak makası, ince uçlu Nokia sarj aleti, çekiç vs.)
*Kütüphanecinin her şeyi bilmek ve yapmak zorunda olduğunun düşünülmesi .
*Kütüphanelerin gelir getiren kuruluşlar olmamasından ötürü özellikle özel üniversitelerde yetersiz bütçe yüzünden maliyetlerin azaltılarak hizmet vermeye çalışılması, bunun öncelikle kütüphanecilere yansıması.
*Kütüphanelerin, rahat bir iş ortamı, kütüphaneciliğin de az çalışılan bir meslek olarak görülmesi
*Kamu kütüphanelerinde daha yüksek ücretler sözkonusu olmasına rağmen, çok daha fazla çalışma gerektiren özel sektör kütüphanelerinde , kamuya göre daha düşük ücretlerin sözkonusu olması.
*Özel sektörde de kamu sektöründe de , kütüphanelerin bağlı bulunduğu birim yönetimlerinin, kütüphanelerde iş yapılmadığı yönünde bir kanaate sahip olmaları
*Kütüphanelerin araştırma yeri değil ders çalışma yeri olarak algılanması
*Kütüphane tuvaletlerinin öğrenciler için sosyalleşme yeri olarak kullanılması (telefonla konuşma, sohbet etme vs.)
*Kütüphane bilgisayarlarının, kütüphane katalog ve veritabanlarından yararlanılmasından daha çok Facebook, Twitter, MSN vs. sosyal ağlara girme amaçlı olarak kullanılması
*Kullanıcıların, kütüphaneden aldıkları kitapları, belli yerlerini (sayfalarını, yazıları, resimleri) keserek iade etmeleri .
*Kütüphanelerden kitap hırsızlıklarının yapılıyor olması.
*Kütüphane bankosunun emanet yeri olarak algılanması ve çeşitli eşyaların bırakılması ( çanta, laptop vs)*Kütüphaneciler, okuma oranı düşük bir toplumda, okuma hizmeti vermeye çalışmalarını ana sorunlarından birisi olarak görmektedir.
*Kütüphaneciler, bilimsel bilgiyi özgürleştirmek ile ilgili yaptıkları çalışmaların yeterli olumlu tepki almamasından şikayetçidirler.
*Kütüphaneler genel olarak sürgün yeri olarak kullanılmakta, sürülen insanların, kütüphanecilik eğitimi almamış olmaları, konuya yabancı olmaları sebebiyle kütüphaneler zarar görmektedir.
*Sürgün yeri olarak kullanılmanın ötesinde, son dönemde, yaygın özelleştirmeler ile çok sayıda insan (Telekom, devlet bankaları, Tekel vb.kurumlardan) yabancısı oldukları kütüphanelerde çalışmaya gönderilmiştir.
*Özellikle özelleştirme ile gelen personel ile yıllardır kütüphanede çalışanlar arasında ciddi ÜCRET farklılığı , çalışma uyumunu bozan ciddi sıkıntılar oluşturmaktadır.
*Kütüphanelerde çoğunlukla meslekten olmayan ve meslekle ilgili hizmet içi eğitim almamış kişilerin müdürlük yapması , kütüphanecilik eğitimi almış çalışanlar yönünden başka bir sıkıntı kaynağıdır.
*Kütüphaneci unvanlı personel kütüphane iş ve işlemleri ile ilgili kataloglama, sınıflama konu başlığı verme, etkinlik düzenleme, sunum yapma, istatistik hazırlama vb. teknik işlemler yanında, ödünç hizmetleri, yönlendirme gibi kullanıcı hizmetlerinde de çalıştırılmaktadır. Kütüphaneci iş yoğunluğu içinde nöbet usulü ile çalışırken, şef, memur, hizmetli kadrosundaki personel nöbet bile tutmamakta, daha az çalışmaktadır.
*“Kütüphaneci” lisans düzeyinde Bilgi ve Belge Bilim Bölümünden mezun olan personelin taşıdığı unvan ve kadro olmakla beraber, kütüphanede çalışan herkes kütüphaneci olarak adlandırılmaktadır.
*4 duvar arasında raflara toplanmış kitapların varlığı kütüphane oluşumu için yeterli olmayıp, mesleki yeterliliği olan personel, bütçe ve yeni kaynaklarla beslenmedikten sonra, bu gibi yerlerin kütüphane olması, işlevsel hale gelmesi mümkün olamamaktadır.
*Evlerde fazlalık mahiyetinde bulunan eski kitapların, kütüphanelere getirilmesi ve çoğunlukla kütüphaneye kabul edilmemesi durumunda , kütüphaneciler, şaşkınlıktan başlayıp öfkeye varan çeşitli tepkilerle karşılaşmaktadırlar.
*Yetişkinler kütüphanenin yanından geçerken “çocukken geliyordum” demektedirler. Kendilerinin de kütüphaneyi kullanabileceğini unutmaktadırlar.
* Kütüphane çalışanlarının, kütüphanecilik eğitimi ve kültürü benimseyememiş olmalarından kaynaklanan sorunlar şöyle örneklenebilmektedir;*Kütüphane görevlisinin , kullanıcıya hizmet vermekten öte “eski memur tipi” şimdi git sonra gel, sizinle öbür arkadaş ilgilenecek, o kitap şu anda başkasında, kitap rafta yoksa yoktur, gibi vatandaşı öteleyen davranış içinde olmaları.
*Kullanıcıları, kendi düşüncelerine uygun kaynaklara - yazarlara yönlendirmeleri, kendi yargılarını ön plana çıkartmaları ,
*Bilgiye ulaşmada yetersiz kullanıcıya yardımcı olmamaları, onları kütüphaneden bilgiye ulaşamadan elleri boş göndermeleri,
*Kütüphaneyi kapalı tutmaları,
*Kütüphanede görevli iken ikinci bir işle uğraşmaları,
*Görevlilerin yüksek sesle konuşmaları ya da telefonlarının çalması / telefonla yüksek sesle konuşmaları…
*Kütüphanelerin bağlı oldukları üst makamlardan kaynaklanan sorunlar şöyle örneklenebilmektedir;*Kütüphanede yapılan işlerin , her hangi bir çalışanca yapılabileceğine inanılması,
*Kütüphane idareciliğinin, meslek dışından kişilerce yürütülebileceği inancı, (özellikle halk kütüphanelerinde çok sayıda öğretmen müdürlük yapmaktadır.)
*Kütüphanelerin, boş durulan yerler olarak görülmesinden kaynaklanan, kütüphane personeline başka görevler verilmesi eğilimi ( Kütüphanedeki personeli Kaymakamlıkta görevlendirmek, üniversite kütüphanelerinde kütüphanecileri büro vb. işlerde görevlendirmek vs.)
Kütüphane Kavramı, Günümüzde Kütüphaneler ve Bazı Temel Sorunlar:
Kitaplar, tarihi yansıtan, geleceğe ışık tutan, ilerlemeye ve bilime giden yolu oluştururlar. Okuduğumuz kitaplar, dergiler, gazeteler bilgilerimizi artırdığı gibi düşünme, yorumlama ufkumuzu genişletir. Belgelerin, bilgilerin kayıt altına alınması, sayfalara dökülmesi, yazılı kaynakların artması ve kitapların gelişmesi ile kütüphane kültürü oluşmuştur.Klasik anlamda kütüphanelerin birçok tanımı vardır. En genel anlamıyla; bünyelerinde kitap, dergi, film, CD-ROM vb. materyalleri bulunduran ve kullanıcılarına kar amacı gütmeden belirli kurallar çerçevesinde hizmet veren kurumlar olarak ifade edilebilir. Kütüphanelerin amacı, belgelerin korunması ve düzenlenmesi işlemlerini sağlayarak kullanıcılarının bilgi ihtiyaçlarını, en kısa sürede ve en yararlı düzeyde hızlı ve doğru şekilde karşılamaktır. Fakat bilgi ve teknoloji çağında erişilebilir bilginin önemli olması, kütüphanelerin amaç ve hizmetlerinde de değişikliğe neden olmuştur. Önceleri amacı belgeleri saklayıp, korumak olan kütüphaneler, günümüzde belgelerin içerdiği bilgileri hızla hizmete sunmayı amaç edinmişlerdir.
Günümüzde neredeyse klasik anlamda kütüphaneler fonksiyonlarını değiştirerek, özellikle bilgisayar ve internet teknolojileri sayesinde; zaman, uzaklık, mekan üçlüsüne adeta meydan okumakta ve zamanı ve bilgiyi en etkin şekilde kullanıcılarına sunma yoluna gitmektedirler. İlk çağların taş ve kil tabletleri üzerine yazılı kütüphaneciliğinden, günümüzün modern teknolojisiyle bütünleşen; uzaklık, zaman ve ekonomi kaybını ortadan kaldıran teknoloji özellikli internet kütüphaneciliğine geçilmiştir. Günümüz kütüphaneleri; her türlü bilgiyi kullanıcılarına hem basılı hem dijital hem de CD-ROM ve internet ortamında sunmaktadırlar.
Kütüphaneciliğin genel sorunlarından bahsetmek gerekirse; kütüphanelerde günümüze kadar devam eden bir kullanıcı ilgisinin yetersizliği öncelikli sorundur. Bilgiye erişimin kitap ve dergilerden başka alternatifi olmadığı dönemlerden, iletişim ve teknoloji alanındaki gelişmelerin kütüphanecilik sektörünü kullanıcı açısından olumsuz etkileyebileceği bir döneme geçilmiştir. Kullanıcılar bilgiye, eskisi gibi klasik biçimde ansiklopedi ve diğer başvuru kaynaklarından değil, elektronik ortamdan daha kolay ulaşabilmektedir. Bunu da evinde, işyerinde veya okulunda herhangi bir bilgisayardan yapabilmektedir. Elbette kontrolsüz biçimde elektronik ortamda sunulan bilginin doğruluğu veya tatmin edici olup olmadığı dikkate değer ayrı bir konudur. Günümüzde hiçbir sektör kendini yenilemeden varlığını sürdüremez. O açıdan bilgi derleyicisi ve sunucularının da hem mesleki anlamda hem de kurumsal anlamda bir değişim ve gelişim içine girmeleri şarttır. Buna ek olarak hizmet sektörü olan kütüphanelerin ürettikleri hizmeti (bunu kütüphaneye giren kitap/dergi ve diğer materyal olarak düşünelim) kullanıcısına aktaramadıkları sürece başarılı olabilmeleri mümkün değildir.Üretilen ve sunulan hizmetin niteliğini kullanıcı istek ve önerilerini de dikkate alarak yükseltmek kullanıcı sürekliliğini artırmanın en önemli püf noktasıdır. Kullanıcının ne istediğini anlamaya çalışmak ve onların isteklerini nasıl karşılanabileceğini düşünmenin halkla ilişkilerin gerekliliği olduğunu söylemek yanlış olmaz. Kullanıcı istek ve beklentileri dikkate alınmadan sunulan kütüphane hizmeti, tek tip kullanıcı oluşturacağı gibi, dar ve kısıtlı bir gruba hitap etmekten ileri gidemeyecektir. Günümüzde de mevcut uygulama hemen hemen böyledir.Kütüphanelerde standart bir hizmetin sürekli olamamasının temel nedeni verilen hizmetin kalitesinin kişilere bağlı olarak değişiklik göstermesidir. Ancak genel olarak ülkemizdeki kütüphanecilerde bir gönüllülük ruhunun olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Gelecekte iyi bir kullanıcı potansiyeli olarak görebileceğimiz okul öğrencilerini istediğimiz tarzda okuyan, araştıran, güncel yayınları takip eden ve bilgiyi günlük yaşamında kullanabilen bireyler olarak yetiştirmeye katkı sağlayacak yolların araştırılması gerekmektedir. Genç kitle günümüzde kütüphaneyi maalesef ödev yapma veya interneti kullanma yeri olarak algılamakta ve bu amaçla kütüphaneleri ziyaret etmektedir. Kullanıcı sayılarındaki dönemsel artışlar bu tür ziyaretlerin sıklaştığı dönemlere rast gelmektedir.
Karder İzmir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder