22 Haziran 2008

Vedat Özdemiroğlu İle Mizah Üzerine Ropörtaj!


Vedat Özdemiroğlu "Sahne at gibidir beğenmediği şovmeni sırtından atıverir!"

Vedat Özdemiroğlu, Türkiye’nin en popüler mizah yazarlarından. Dergilerde, gazetelerde, ajanslarda, televizyon kanallarında çalıştı. Selam Dünyalı Ben Türküm, VÖSYM, Vedat Bey’in Görkemli Hayatı gibi kitapları geniş bir kitle tarafından beğeniliyor. Şimdi Uykusuz dergisinde yazıyor ve Arnavutköy Kuzgun’da ‘Tek Kişilik Komiklik’ yapıyor. Vedat Özdemiroğlu samimi, matrak ve şaşırtıcı açıklamalarda bulundu

Türkiye mizah ve şiirle düşünenlerin ülkesi... Mi?
Keşke öyle olsa! Mizahın ve şiirin millet olarak hayatımızı biçimlendirdiğini söyleyemeyiz, maalesef.

Geleneksel olarak bakıldığında...
Biz bir söz toplumuyuz, orası öyle. Şiiri söyleriz, türküyü, maniyi, ağıtı söyleriz, fıkra, masal anlatırız, haberler ağızdan ağza, kulaktan kulağa yayılır...

Fakat...
Günümüzde Türkler, Türkçe’ye hakim değil. Okumuyoruz.

‘Güldürürken düşündürmek’ küçümseniyor artık. Ne dersiniz?
Saçma. Düşünce ile mizahın birbirine eşlik etmesi, en soylu düşünme ve neşelenme biçimleridir. Düşüncesiz mizah olmaz olsun.

Mesaj kaygısı?
Kaygılanmayalım, tamam ama mesajsız da hiç olmaz.

İyi esprinin temel özelliği nedir?
Ufuk açıcı bir etki uyandırmasıdır.

SÜKUNET RAHATSIZ EDİYOR

‘Dünyaya geliş amacımız, sakin bir şekilde boşluğa bakıp şükretmektir’ diyorsunuz.
Evet. Var olmanın üzerinde bir meslek olamaz. Var oluşumuzun her anını tadamadıktan sonra, hayatın anlamı belirmez.

Mizah, barışçı bir eylem mi?
Öyle tabii. Bence, mesela şu anda birbirine dostça davranan iki Venezüellalı, bana da iyilik yapıyorlar.

Anti-emperyalist mizahı savunuyorsunuz, ‘İlk sol stand-up’çıyım’ diyorsunuz?
Sahneye çıkarken ya da dergiye yazarken, düşüncelerimi bir kenara koyamam. Mizah yalıtkan değil, iletkendir.

Hem barışçı, hem direnişçi misiniz?
Elbette. Bugün emperyalizmin, karşısına İslam’ı alması tesadüf değildir. İslam’daki teslimiyet ve sükunet onları çok rahatsız ediyor. Çünkü o insanı fazla mesaiye bırakamazsınız.

Peki ya sol?
Sol, özgürlüğü liberalizme bıraktığı zaman, elinde yalnızca acıklı ezgiler kalır.

Çözüm nedir?
Çözüm, ortak paydaları görmezden gelmeyi bırakıp, aynı sofraya oturabilecek kadar yakın olabilmektir. İdeolojik farklılıklar bizi yanıltıyor.

İdeolojileri de aşmak mı gerekiyor?
Bugün bir kişi ya da kurumun kimliğini saptamak için, emperyalizmle ilişkisine bakmak gerekir.

BENİ GEYİKLER BÜYÜTTÜ

2007’de ani bir kararla sahneye çıktınız.
2000’den beri düşündüğüm bir şeydi. Benim zaten evlere stand-up’a gider bir halim vardı ya da bana geliyorlardı. Tarzan’ı nasıl goriller büyüttüyse beni de geyikler büyüttü. Türkiye’nin en büyük muhabbet ehli adamları arasında büyüdüm. Yıllardır kendime metin yazıyormuşum, onu fark ettim. Babylon’da çıktım ilk. Sonra Old City Komedi Kulübü’nde sahnedeydim.

Komedyenleri biraz sert eleştiriyorsunuz.
Bütün komedyenler kardeş değil mi? O ayrı. Ben bir taksi durağında çalışıyor olsam, aynı durakta ehliyetsiz şoförler olsa, ona da isyan ederim. Kardeşinin şahsında olumsuzlukları yüceltemezsin.

Mizah, internetin de etkisiyle anonimleşti sanki.
Esprileriniz elden gidiyor mu? Bir zaman sonra bütün komik adamların, bütün esprileri Nasrettin Hoca’nın oluyor ya... Bizim esprilerimiz de Cem Yılmaz’ın olacak. (Gülüyor.) Majör marka o. 700 yıl sonra Cem Yılmaz ile Nasrettin Hoca arasında da pek fark kalmayacak. İki de ‘eski adam’ olarak anılacaklar.

BİLGİSAYAR KULLANMAM

İnternetten şikayetçi değilsiniz...
İnternette beni rahatsız eden tek şey, nick name’ler. Bence insan kendi görüşünü, kendi metnini beğeniyorsa, imzasını da atmalı. Gaipten ses vermek tuhaf.

Ekşi Sözlük’ten pek hoşlanmıyorsunuz...
Aksine, seviyorum. Sadece yazarları ismen de olsa tanımak istiyor insan.

Bilgisayar...
Kullanmıyorum. Elle yazıyorum.

Olumsuz eleştirilerden çok etkileniyor musunuz?
Hem de nasıl.

Her hafta aynı seviyede mizah üretmek...
Onu, Umut Sarıkaya yapıyor. (Az ötemizde yemek yiyen genç usta karikatüristi işaret ediyor.)

Bir filmde rol alacağınız yazıldı...
Filmin adı Vavien. (Bir elektrik anahtarı çeşidi. Aynı lambayı iki ayrı düğmeden yakabilmeyi sağlar.) Senaryosu Engin Günaydın’a ait. Bir gece karşılaştık ‘Sana bir rol düşünüyorum, oynar mısın?’ dedi. Olur dedim. Tokat’ta çekilecek film.

Enteresanmış...
Sahne at gibidir. Beğenmediği şovmeni sırtından atıyor zaten.

Bazı esprilerinizde Shakespeare, Napolyon, Goethe ile Burhan Çaçan, Kayahan, Müslüm Gürses’i bir arada anıyorsunuz...
İnsan, yaşadığı toplumla biraz şakalaşabilmeli. Nietzsche ‘Müziksiz bir hayat hatadır’ demiş, Orhan Gencebay ‘Hatasız kul olmaz’ diyor.

Sever misiniz Orhan Gencebay’ı?
Orhan Baba’yı çok severim. Buradan açık çağrıda bulunmak istiyorum kendisine: Dolunay Aşığın Güneşi diye çok güzel bir şarkı sözüm var, ilgilenirse sunmak isterim.

Uykusuz dergisinde nasıl hissediyorsunuz?
Benim dergicilik maceramda üçüncü büyük istasyondur. Gırgır’la başlamıştım. 12 yıl Leman’da yazdım. Şimdi de Uykusuz’dayım.

Yakında, Beşiktaş Şiirleri adlı bir şiir kitabınız çıkacak?
Evet, Haziran sonunda. 92 şiirden oluşuyor. Spor edebiyatı açısından ilginç bir çalışma oldu. Hani nerede Liverpool’un, Manchester’ın, Barcelona’nın şairleri? Görmek isterim onları da.

EVLİLİK ERKEĞİ BOZUYOR

Eşinizden ayrılmak üzereyken yazdığınız o yazıdan ötürü utandınız mı?
Evet. Mutsuzdum, biraz alkollüydüm, bir sayfa yazmam gerekiyordu ve aklımda bir tek mevzu vardı.

Evlilik hakkında şimdi ne düşünüyorsunuz?
Hakikaten bir müessese olarak evlilik erkeği bozuyor, boğuyor.

Evlilik mizahın da önemli bir konusu. Evli ve Çocuklu dizisi mesela...
Doğru. Fakat orada da evlilik sorunlarıyla dalga geçilerek, müesseseye nefes aldırılıyor. Aile üyeleri birbirinden kopmuyor mesela. Mizah, eleştirdiği yapıyı katlanılır da kılıyor. O yüzden kendinle dalga geçersen, rahat nefes alabiliyorsun.

ÇOCUKSUZ OLMAZ

10 yaşında bir oğlunuz var...
Can Ilgaz... Ondan ayrı yaşamak istemiyorum.

Baba olmak...
Çocuk yoksa, evliliğin büyük bir manası olacağına inanmıyorum. Çocuğumuz olunca hayatın mucizesini fark ederiz.

Ve...
Doğu’nun insan ilişkilerini düzenleme biçimi, insan tabiatına daha uygun bence.

Erkeğin çokeşliliğini mi kast ediyorsunuz?
Hayır. İnsana daha doğal bir varlık gibi bakılıyor Doğu’da. Ben çok şükür Müslüman’ım ve İslam peygamberi çokeşliydi.

Çokeşlilik yasak. Uygarlığa aykırı ve itici bulunuyor..
Onu itici bulanlar kendi idollerine baksınlar.

Mizaha dönelim...
Mizah korku ve yalnızlıktan kaynaklanır.

A-ha?
Şiddetten kavgadan, bağırmadan korktuğumuz için sözün güzelliğini açığa çıkarırız. Yalnızlıktan sıyrılmak için cazip, şaşırtıcı, neşeli sözler söyleyip yazarız.

MURAT MENTEŞ
Kaynak:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder