06 Nisan 2009

Çizgi Romanda En Büyük Macera!


Çizgi romanda en büyük macera

Çizgi roman tutkunlarının kurduğu Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP) tam 3 yıldır çizgi romanları sırtlayıp festivalleri, okulları, cezaevlerini ziyaret ediyor. Türkiye'nin ilk çizgi roman kütüphanesini de kuran ÇROP'çuların tek bir amacı var: Çizgi romanı yaygınlaştırmak!

Çocukken hemen herkes eline bir çizgi roman almıştır. Ama bu deneyim kimi için bir eğlence olarak kalırken kimi için sıra dışı kahramanlarla dolu bu dünyaya dair bir tutkuya dönüşür. Çocukken çizgi roman tozunu yutanlar büyüyüp koskocaman adamlar, kadınlar olduklarında bile bu tutkudan vazgeçemezler. Tıpkı okul sıralarında ders kitaplarının arasına gizledikleri gibi iş hayatında ciddi görevlerde çalışırken bile hala masa altından çizgi roman okuma alışkanlığını sürdürürler. Çünkü çizgi romanlar, hayallerin gerçek olduğu, soluk kesen maceraların yaşandığı, kıran kırana savaşların verildiği, kahramanlık öykülerinin yazıldığı alternatif bir dünyaya açılan kapıdır.

Çizgi Roman Okurları Platformu (ÇROP) adlı oluşum da, tam 3 yıl önce, çizgi romana gönül vermiş geniş bir grup tarafından internet ortamında kuruldu. Ama ÇROP diğer çizgi roman sitelerinden farklı bir misyona sahip: Çizgi roman için bilfiil harekete geçmek!

ÇROP'un kurucularından Ümit Kireççi 'ÇROP, çizgi romanın bir sanat olarak değerinin anlaşılması ve okunmasının yaygınlaştırılması amacıyla kuruldu' diyor. Bu amaçla yola çıkan ÇROP'un, yayınevi sahiplerinden çizerlere, yazarlardan okurlara 100'e yakın gönüllüsü de üç yıldır çizgi romanı yaygınlaştırmak için çalışıyor, projeler üretiyor, okullardan festivallere Türkiye'yi dolaşıyor. 'ÇROP olarak ilk icraatımız, Türkiye'de batacağını bile bile çizgi roman yayınlayan yayınevlerine teşekkür kartpostalları atmak oldu' diyor Ümit Kireççi. Hemen ardından çok daha büyük işler için kolları sıvadıklarını da ekliyor: 'Sakarya'da il halk kütüphanesinde çalışan çizgi roman okuru bir arkadaşımız, kütüphaneye bir çizgi roman bölümü kurmamız için teklif getirdi. Valiliğin de onayını alınca hemen harekete geçtik, 2 hafta içinde yayınevleriyle tek tek görüşüp 3000 kitap topladık. Toplum Gönüllüleri Vakfı'nın da nakliyeye yardım etmesiyle Türkiye'nin ilk çizgi roman kütüphanesini Sakarya'da açtık.' ÇROP'un hayata geçirdiği başka renkli projeler de var. 'Çeşitli şenlikler ve festivallerde ücretsiz çizgi roman standları açtık, buralarda 2-3 bin kitabı meraklılara sunduk; 'ister çocuk ister yetişkin, gelin ücretsiz çizgi roman okuyun' dedik. Böylece ilk kez çizgi romanla tanışanlar, eski sevdası alevlenenler çok oldu.'

İlkokullarda gerçekleştirdikleri çizgi roman atölyeleri de ÇROP'un önemli icraatlar arasında. 'Eskişehir, Zonguldak, Ankara ve İstanbul'da çok sayıda okula gittik' diyor Kireççi; 'Çocuklarla çizgi roman nedir ve nasıl yapılır üzerine eğlenceli atölyeler yaptık. Atölyede çocukların katılımıyla hikayeyi ve kahramanları oluşturuyoruz, çizer arkadaşlarımız eşliğinde bu hikayeler çiziliyor. Çocuklar da kendi kağıtlarına çiziyor. Günün sonunda her çocuk kendi çizgi romanını yapmış oluyor.' Çocuklarla yaptıkları atölye çalışmalarının çok ilginç ve eğlenceli olduğunu da ekliyor Kireççi: 'Çocuklar Sünger Bob ile Batman'i aynı hikayede görmek istiyor, Pamuk Prensesle kurt illa ki olaya dahil oluyor ve hikaye yüzde 90 ormanda geçiyor. Hatta bir defasında hikayede Heidi, Örümcek Adam, Superman, Harry Potter ve Winx'ten bir kız bir aradaydı ve hepsi casustu!'Şimdilerde bu atölyelere yetişkin çizgi roman severlerden de talep var. Özellikle üniversiteler, çizgi roman üzerine paneller, atölyeler düzenlemeleri, okuma standları kurmaları hatta çizgi roman kursları açmaları için ÇROP'un kapısını çalıyor. Bu arada ÇROP'un çizgi roman atölyelerinden birini Silivri Cezaevi'nde 'sanat ile yaşama tutunmak' etkinliği çerçevesinde mahkumlarla birlikte gerçekleştirdiklerini de ekleyelim.

ÇİZGİ ROMAN BİR SANATTIR
Peki, bütün bu çabalar çizgi romanın itibar görmediği Türkiye'de bir değişim yaratacak mı? 'Ülkemizde 'kitap okuyan akıllanır, çizgi roman okuyan aptallaşır' diye genel bir kanı vardır. Çocukluktan itibaren bize çizgi romanın kötü ve zararlı bir şey olduğu öğretilir. Öyle ki bugün kocaman adam olmuş çizgi roman severlerin çoğu göğsünü gere gere 'ben çizgi roman okuyorum' diyemezler. Alay konusu olmaktan korkarlar. İşte Türkiye'nin öncelikle bu kompleksi aşması gerekiyor.' Kireççi'ye göre kompleksi aşmanın tek yolu da çizgi romanı bir sanat olarak kabul etmek. 'Türkiye'de çizgi romana sanat olarak bakılmıyor. Bu bir safha olarak görülüyor. 'Bunu okuyarak başlar sonra romana, edebiyata geçer' diye düşünülüyor. Ama bu '20 yaşına kadar tiyatro izle sonra sinemayla devam edersin' demek gibi bir şey' diyen Kireççi ekliyor: 'Çizgi roman bir sanattır. Derinliği olan yetişkin çizgi romanlarından, edebi veya politik içerikli bir kitaptan alabileceğiniz her şeyi almak da pekala mümkündür.'

MİNE AKVERDİ
Akşam Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder