28 Haziran 2009

Tatari "2010'u Bu Afiş mi Tanıtacak!"

-Büyük Boyutta Görmek İçin Resimin Üzerine Tıklayınız-

"İstanbul 2010" logosu taşıyan ve bir yarışma için tasarlandığı ortaya çıkan afiş, içerdiği cinsel çağrışımlarla tartışma yarattı .

Akşam gazetesi yazarı Tuğçe Tatari'de Grey Reklam Ajansı'nın 2010 Avupa kültür Başkenti olmasını tanıtmak için hazırladığı afişin İstanbul'u nasıl temsil edebileceğini sordu:

Tuğçe Tatari'nin yazısından bir kesit


Oryantalist Rezalet

2010 Kültür Başkentiyiz, pek muallaktayız ve ortaya bir şey çıkacağından da endişeliyiz. Henüz 2010'la ilgili umut verici bir duyumumuz da yok.. Neyse...

Bugünlerde Cannes'da 'Cannes Lions Uluslararası Reklam Festivali' yapılıyor. Dünyanın dört bir yanından reklamcıların katıldığı bir yarışma bu. Yarışma üç kategoriden oluşuyor. Aşamalardan biri de afiş (basın). Türkiye'yi temsilen bir afiş gönderilmiş. Bu bahsettiğimiz afiş; gönderilmeden önce Reklamcılık Vakfı'nın belirlediği jürinin huzurundan geçmiş ve 1. seçilmiş.

Afişin yaratıcıları; Grey Reklam Ajansı'ndan Metin Akın ve Önder Bayraktar. Afişin seçicileri; Atakan Sevgi- Güzel Sanatlar Saatchi & Saatchi Cevdet Kızılay- Yorum Publicis Uğur Çakır- Pars McCann Burçin Tortop-Alamet-i Farika Ali Göral- Alice BBDO Murat Işık-DDA.

Afiş katagorisinde verilmek istenen mesaj; 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul'un Avrupa'nın Kültür Başkenti olmasının yanı sıra en önemli eğlence merkezlerinden biri olduğu. Zaten Türkiye'de 1.'lik alan 'fikir harikası' afişin üzerinde 'Eğlencenin kökleriyle tanışın. Bu toprakların insanları nasıl eğleneceklerini hep bildiler. Eğlence İmparatorluğunun torunlarının bu tarihi mirası nasıl devam ettirdiklerini görün' yazmakta.

Şimdi sizler bu sayfada söz konusu afişi görüyorsunuz. O zaman benim sorularımı yanıtlayın. Bu afişte; sanatsal estetik var mı? Yaratıcılık var mı? Minyatürler, figürler, desenler Osmanlı'ya ait mi?

Hadi bu soruların hepsini bırakalım bir kenara da biraz yorum yapalım... Cannes'a giden bu afişte ben, transparan giyimli oğlanlar, padişaha bira ikram eden kadınlar ve buram buram oryantalizmden başka bir şey göremedim. Batılıların gözünde Doğu toplumları-ve haliyle- İstanbul denildiğinde, develer, güreş yapan adamlar, hamam, harem, cariye, padişahın kadınları, erkeklere kul köle hizmet eden işveli kadınlar gelir. Buna oryantalist bakış denir. Bu bakış da her zaman eleştirilmiştir. Çünkü soldan-sağdan duyduklarıyla oluşturdukları bir bakış açısıdır bu. Şimdi hal böyleyken bir grup reklamcının 'tasarladık' deyip ortaya bu afişi çıkartması, bir diğer reklamcı grubun 'seçtik' deyip bunu Cannes'a yollamalarına 'Kendi toplunu daha rezilce lanse edemezlerdi' denmez de ne denir?
2010 Kültür Başkenti İstanbul en iyi bu afişle mi tarif edilebilir! Ben bu durumu bir yere kadar yorumlayabilirim ama bu işin peşine düşecek ve bize rezaleti netleştircek tek kişi Hilmi Yavuz Hoca'dır. Hocam sizden ricam; lütfen bu konuya el atın!

PS: Cannes'da düzenlenen festival birkaç gün sürüyor. Her aşamanın ödül töreni başka bir gün yapılıyor. Ben yazıyı yazerken henüz afiş yani basın ödülleri verilmemişti. Ben de en az sizin kadar bu afişin ödül alıp alamayacağını merak ediyorum. (Akşam)

Köşe yazısının tamamını görmek için bu linki kullanabilirsiniz

Haber7

'ECDADA SAYGISIZLIK'

TARİHÇİLER ise ajansın çalışması sanılan afişin Cannes'da sergilenecek olmasını sert bir şekilde eleştiriyorlar. İşte ünlü araştırmacı ve tarihçilerin afiş ile ilgili görüşleri:

Aytunç Altındal:
"Niye böyle abuk bir şey koymuşlar anlamadım. İstanbul fuhuş başkenti midir? Her dönemde her şey olur ama Osmanlı'da böyle yaşıyorlardı diye verilmesi mümkün mü? Kültür deyince akla fahişelik mi gelsin?"

Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz:
"Böyle bir medeniyetler şehri sadece Lale Devri'ni andıran ve çoğu da doğru olmayan fantezilerle tanıtılamaz. Bu ecdada saygısızlıktır."

Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Akay:
"Kötü bir kolaj. Yorumlamayı hak edecek ehemmiyeti yok. Oryantalizm ve Haçlı seferleriyle ilgili bir Doğu masalı bile değil. Komedi filmi afişi olabilirdi."

Sabah Kültür-Sanat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder