28 Şubat 2008

CAFCAF Mizah Dergisi'nin 11.Sayısı Çıktı.

-Büyük Boyutta görmek için resmin üzerine tıklayın-

Aylık olarak yayınlanan GENÇ Dergisi'nin Mizah Eki CAFCAF'ın Mart 2008 sayısı olan 11. sayısı yayınlandı.

Asım GÜLTEKİN
CafCaf Mizah Dergisi Editörü
asimgultekin@gmail.com

GÖLGE E-DERGİ 6. SAYI YAYINDA (MART 2008)

Daha fazla bilgi için TIKLAYINIZ

TAN ORAL “Kızların yaptıkları başkaldırı değil baş eğmeme"

Üniversitelerdeki başörtüsü yasağını çizgileriyle eleştiren Cumhuriyet gazetesinin karikatüristi Tan Oral, “Kızların yaptıkları başkaldırı değil baş eğmeme. Başörtülüler ne zaman üniversiteye girse birileri rahatsız oldu” diye konuştu.

Üniversitelerde başörtüsü tartışmasını ve CHP'nin tutumunu eleştiren çizimleriyle dikkat çeken karikatürcülerin 'ağabeyi' Tan Oral, CHP lideri Baykal'ın tavrını, Kenan Evren'e benzetiyor. 30 yıldır Cumhuriyet gazetesinde çizen Oral, “Yıllar önce Kenan Evren'i çizmiştim, aynı şekilde şimdi de Baykal'ı çizdim. Çünkü Evren'in yaptığının aynısını Baykal yapıyor, ayetlerle insanların inançlarını çürütmeye çalışıyor. Oysa inanç tartışma dışıdır. İnanç ne savunulabilir ne de çürütülebilir” dedi.

CHP'nin başörtüsü karşısında demokrat bir tutum takınmamasını normal karşılayan Oral, “Baykal akılsız bir adam değil. Eğer başörtüsünü destekleseydi oy oranı artardı. Ama silahlı ve silahsız olan bürokratik tabanını kaybederdi. Bunu kaybetmek istemiyor” diye konuştu.

HUKUK, DEĞİŞİMİ KORUR
Rektörleri de eleştiren Oral, “Rektörler televizyonlara çıkıp, ağızları köpürerek, gergin suratlarla, korku dolu ifadelerle açıklamalar yapıyorlar. Bu hiç sağlıklı bir durum değil. Bu acılar kısa bir süre daha yaşanacak. Ama merak etmeyin, bu insanlar saçmaladıklarını bir gün anlayacaklar. Bizi korkutan şeyler bir anda geçip gidecek” dedi.

İnsanları emirlerle yola getirmeye çalışmanın anlamsız olduğunu belirten Oral, “Başörtülü kızların yaptıkları başkaldırı değil baş eğmeme. Başörtülülerle uğraşan aynı zihniyet, daha önce de sakalı, pantalonu yasaklamıştı. Başörtülüler ne zaman okumaya başladılar birileri rahatsız oldu. Sınıf ayrılığı ortaya çıktı” diye konuştu

Oral, yasağı kaldıran anayasa değişikliğiyle ilgili tartışmalara da değinerek, şunları söyledi: “Hukuk, sosyal gelişimin arkasından gelir. Önce bir değişim olur. Sonra hukuk o değişimi koruma altına alır. Diğeri zaten faşizanca olur. Cumhuriyetin içinde büyümüş insanlara güvenmek lazım. Laiklik zaten Cumhuriyet ile gelmedi. Osmanlı'da da devleti de din adamları değil padişah yönetiyordu.”

Eskiden Evren vardı şimdi Deniz Baykal
Tan Oral, “Evren, kadınlara Kur'an'dan ayetler okuyordu, başlarını örtmesinler diye. Ama Kur'an der demez kadınlar başlarını örtüyordu. Şimdi de aynısını Baykal yapıyor” dedi.
Beyza Akyüz-İstanbul
28.02.2008

Alıntı:
Yeni Şafak Gazetesi

27 Şubat 2008

Mine Sota'nın "Gülme Başına Gelir Komşuna" İsimli Kitabı Çıktı.

O kitap, işte bu kitap!

Valla ben okuyanın doğrucusuyum; gereği düşünülen her şey bu kitapta!

Bu kitabın ölüyü bile güldürdüğü, kiloluk kahkahanın toptan fiyatına perakende satıldığı, derde kedere 'Aman boş ver be! ' dedirttiği ve bozuk morallerin Mine Sota atölyelerinde itina ile tamir edildiği söyleniyor.

'Zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman' diyenlerdenseniz bu kitap seçiciliğinize fena halde hitap edecek. Titizlenmenize değecek.

Neron'un bu kitabı bulamadığı için sinirinden ortalığı yaktığı, Kleopatra'nın, 'Önce ben okuyacağım' diye kendisini sokmaya çalışan yılanın ümüğünü sıktığı, Rapunzel'in tutuna tutuna kuleden aşağı inip, sırf bu kitabı almak için kitapçıya kaçmak maksadıyla saçlarını uzattığı tarihi atmasyonlarda yer almaktadır. Zenginlerden alıp fakirlere veren Robin Hood'un bu kitabı okumayanlardan alıp okuyanlara verdiği de rivayetler arasındadır.

Hiçbir şey hakkında her şeyin anlatıldığı ve her şey hakkında pek çok şeyin didiklendiği bu kitap, sadece sizi güldürmekle kalmayacak, bunu etrafınıza da bulaştıracak.

Kısacası bu kitabı aldığınız takdirde sizi de bir gülmek alacak. Haydi, kitapta gülüşürüz... (Tanıtım Yazısından)

Mine Sota
Carpe Diem Kitap Yayınevi

İbrahim TAPA'dan "İstanbul Karikatürleri" Sergisi


-Büyük boyutta görmek için resimlerin üzerine tıklayınız-

Maçka Sanat Galerisinde 26 Şubat-12 Nisan tarihleri arasında sanatçı İbrahim Tapa’nın ‘İstanbul’ konulu karikatür sergisi yer alıyor…

İstanbul’un mimarisi ve günlük yaşamındaki mizahi öğeleri ön plana çıkaran sergi kullanılan baskı teknikleri ile karikatür dünyasına yeni bir pencere açıyor. 3. Boyut Proje Üretim Merkezi işbirliğinde gerçekleştirilen sergi büyük ebatlı İstanbul panoraması ve günlük yaşamdaki kesitleri içeren çok sayıda çalışmadan oluşuyor. Sanatçı tarafından ilk basımı Karikatür ve mizah Müzesine hediye edilen 41 adet ile sınırlı "İstanbul Karikatürleri" albümünün de yer aldığı sergi 12 Nisan tarihinde sona eriyor.

Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Sarayı, Küçüksu Kasrı, Kız Kulesi gibi İstanbul’un adeta sembolleşmiş önemli yapılarının yer aldığı sergide günlük yaşamdaki trafik, su, iletişim alanındaki sorunlar ve toplum içindeki farklı yaklaşımlar konu ediliyor. Mutlaka izleyin..

Yer: Maçka Sanat Galerisi
Eytam Cad. Eytam Apt No:31 MAÇKA
0212 240 80 23
Bilgi: 3.Boyut Proje Üretim ve İletişim Merkezi
0212 244 91 80

Alıntı:

26 Şubat 2008

DEDETE-2008 Karikatür Yarışması Birinciliği İptal Edildi.


Bir suredir devam eden, Dedete 2008’de birincilik ödülü kazanan Mahmood Nazari"nin karikatürü ile 1997 yılında “Aydin Dogan” da odul kazanan Muhsin Omurca’nin karikatürünün benzerliği konusundaki tartismalardan sonra DEDETE 2008 Düzenleme Komitesi, Mahmood Nazari'nin birincilik ödülünü iptal etti.

24 Şubat 2008

Muhittin Köroğlu Sergisi

-Büyük boyutta görmek için resmin üzerine tıklayınız-
SERGİ SÜRESİ: 01-31 Mart 2008
Söyleşi Günleri: 8-15-22-29 Mart 2008
Açılış Kokteyli: 1 Mart 2008 Cumartesi - Saat:17.00-20.00
Sergi Ziyaret Saatleri : Pazar Hariç Hergün 12.00-18.30

Adres:
Tatbiki Sanat Galerisi
Mediha Gerez ÇakmakBahariye Cad.
No: 3 Kat:1 Altıyol - Kadıköy
Tel: 0216 - 338 98 37
Muhittin KÖROĞLU

22 Şubat 2008

ONDÖRTLÜ Karikatür Sergisi

-Büyük boyutta görmek için resmin üzerine tıklayınız-

ONDÖRTLÜ KARİKATÜR SERGİSİ
On dört karikatür sanatçısının eserlerinden oluşan Ondörtlü karikatür sergisi, Edirne Tabip Odası Tıp Öğrencileri Kolu’nun girişimiyle Trakya Üniversitesi, Tıp Fakültesi anfi binası 2. katında açılacak. Toplam 55 eserin yer alacağı ve 25 – 29 Şubat 2008 tarihleri arasında açık kalacak sergide yer alan sanatçılar;

Aşkın Ayrancıoğlu,
Behiç Ayrancıoğlu,
E. Yaşar Babalık,
Yılmaz Baş,
Volkan Demir,
Halis Dokgöz,
Ahmet Erkanlı,
Mehmet Gölebatmaz,
Bülent Han,
Murat İlhan,
Cemal Odabaşı,
Altan Özeskici,
Seyit Saatçi
Seçkin Temur

ASKIN AYRANCIOGLU
aayrancioglu@hotmail.com

"Sinema ve Kadın" Konulu Karikatür Sergisi

Karikaturculer Dernegi Izmir Temsilciligi'nin "sinema ve kadin" konulu karikaturlerden olusturdugu sergi, 25 subat 2008 pazartesi gunu saat 18.00 de Buca Belediyesi Kultur Merkezi'nde acilacak.

Adres :
Uğur Mumcu cad no 26
Tel: 232 420 02 32
(Egitim Fakultesi karsisi)

Karikaturculer Dernegi Izmir Temsilciliği

21 Şubat 2008

Sivilce Mizah Sayfası Ege Telgraf Gazetesi'nde

-Büyük boyutta görmek için resmin üzerine tıklayınız-

İzmir`in 48 yllık akşam gazetesi Ege Telgraf`ta Sivilce mizah dergisi yazar,çizerleri tarafından hazırlanan mizah sayfası yayınlanmaya başladı.
Geçen Cumartesi günü 1. sayısı yayımlanan sayfada
Mustafa Yıldız 'Şekercik',
Emre özkan 'Cicci',
Serkan Demir 'şurup'
isimli band karikarikatürleriyle yer alıyor.
Özhan Mercan 'Zengin Şakir-Fakir Engin' tiplemesi ise 2.sayıda yer alacak.
Birçok genç çizerin katılımıyla hazırlanan sayfada, mizah yazılarıyla Savaş Ünlü ve Tahir Akışlı yer alıyor.

Mustafa YILDIZ

YENİ AKREP Dergisi'nin 66. Sayısı Yayınlandı.

Dergiyi PDF Formatında okumak için TIKLAYINIZ

Hüseyin ÇAKMAK

Hasan Kaçan'ın "Gırgır" Hatırası!


Korku dağları bekler
Türkiye’de korku filmleri öyle ‘Diyar-ı Ecnebiyye’deki gibi iş yapmaz.

Başka memleketlerde ortalığı kasıp kavuran, gişe rekorları kıran bu nevi korku ve ürkü türleri, bu işin manyağı olan az miktar seyirciyi bir kenara koyacak olursak halk tarafından pek kaale alınmaz.

Hala işe ayıkamayan yerli rejisörler, ‘Türk korku filmi’ çekerek piyasaya arz eder, sonra da, ‘Ulan korku filminin feriştahını çektim. Niye bi Allah’ın kulu gelmedi?’ diye şaşkın şaşkın bakınır.

***

Peki niyçün böyle olmaktadır?

Korku filmleri niyçün bizim memleketimizde de gişe rekorları kıramamaktadır?

Muhterem abilerim ablalarım işin sırrı şudur;

Bizim milletimiz korkutulmayı sevmez.

Tırsıtılmaktan hiç hoşlaşmaz.

Bi de üstüne para verip seyretmeyi helbette hiç mi hiç istemez.

Benim naçizane tesbitim şudur;

Türk halkı korkutulmayı sevmez amma korkutmaya bayılır.

Bunun en ilkel biçimi, bir köşeye saklanıp, hedef kişi geçerken, aniden ortaya fırlayaraktan ‘Böööhhhh!’ diye bağırılanıdır.

Bu biçim hakikaten yaratıcılıktan, incelikten yoksun en ayıca, en hırtça yapılan korkutmadır.

O yüzdendir ki korkutulan kişi ‘Ulan senin sülaleni...’ diye korkutanın peşine düşüp, gebertene kadar kovalar.

İşyerinde ya da evde, helanın kapısında nöbet tutup, akabinde ‘Böööhhh!’ diye bağırarak, zaten daha önce ‘etmiş’ olanı bir daha altına ettirtmenin haddizatında hiç bir enterasanlığı yoktur.

Amma gelgelelim en kolay ve en masrafsız korkutma bu olduğu için tercih edilir.

***

80’li yıllarda ‘Gırgır’ ekibinin en fırlama elemanlarıyla, memleketimizin güzide tatil beldelerinden Çeşme’ye gittiydik.

Yolsuz olduğumuzdan naşi, o zamanlar yeni açılmış olan ‘Turban’ Otel’in (Türban’la karıştırmayalım lütfen.) plaj tarafındaki soyunma odalarında yatıyorduk.

Normal otelin on misli ucuzdu buralar.

Bi gün gene bu kabinlerden birinde yatarkene uyku tutmadı.

Gece mehtaba karşı, gittim sahile oturdum.

Denizin ‘hışır hışır’ dalga sesleri, gecenin mehtabına karışınca, böyle bi romantik duygular içinde daldım gittim uzaklara.

Sonra.

Aniden.

Denizde bir dalgalanma oldu, sular ‘harrşşşş!’ diye kabardı. Deryanın içinden yeşil, yosunlarla kaplı bir deniz canavarı çıktı, üstüme atlayıp gırtlağımı sıkmaya başladı. (Yalanım varsa şurdan şuraya yazmak nasib olmasın.)

Canavar yaratık, garip sesler çıkararak beni boğuyor, ben elinden kurtulmaya çabalıyordum.

Dilim tutulmuş, ‘Ehebe behebehe behebee...’ gibi sesler çıkarıyordum.

Akabinde mel’un yaratık kahkahalar atmaya başladı.

Sonra kahkahalar çoğaldı. Etraftan da gelmeye başladı.

Ulan bu yaratıktan bi sürü daha var ayvayı yedik’ diye düşünürken bi döndüm ki, bizim fırlama ‘Gırgır’ ekibi, karanlığın içinde, bana bakıp yerlerde tepiniyor.

Gülme krizine girmiş eşşekler. (Bak bugün bile nasıl sinirleniyorum.)

Arkadaş, İrfan Sayar nam isimli bir karikatürcü vardır bilen bilir.

Hani ‘Zihni Sinir’ var ya, onun çizeri.

Abicim, ben yatarken diğer ekip hiç üşenmeden, İrfan’ın vucüdünü naylonlara, poşetlere falan sarıyor, üstüne de yosunlarla, otlarla falan bi süsleme yapıyorlar.

İrfan’dan korkunç bir deniz yaratığı husule getiriyorlar.

Ben mel mel mehtaba dalmışken, İrfan, yani yaratık, ileriden denizin içine giriyor, suyun içinde sezdirmeden karşıma kadar gelip ‘Hogaaarkkkk!’ diye üstüme atlıyor, beni altıma kaçırtana kadar korkutuyor.

Meğer, bu iş gün içinde tezgahlanıyor, akşama kadar bana çaktırmadan bu mevzuya hazırlanılıyor.

Kendi çapında dev bir prodüksiyon nereden baksan.

Demem o ki, böyle bir korkutmaya şapka çıkarılır.

Zeka.
Fırlamalık.
Emek.
Vakit.
Masraf.

Öyle ‘Böööh!’ tarzı korkutmayla kıyas edilemeyecek bir kalite.

Ayakta alkışlanır bu korkutma. Eşşolubeşkulaklar siziii...

Fakat, diyorum ya, ‘Bu korku türünden hoşlaşan manyaklar var’ diye.

Ben de onlardan biriyim.

***
Amma, bir ‘korku’ manyağı olarak, ‘Şırıngalı sapık!’, ‘Taksiden kadın atan adam!’, ‘Kapılara Allah yazan canavar!’, ‘Türbanlı kardan adam!’ gibi son günlerin vizyon korkutmalarına uyuz kere uyuz oluyorum.

Bu ne yaaa?

Korku türü bu kadar mı ayağa düşürülür?

Bu kadar mı gülünç olunur?

Bu kadar mı zekadan yoksun olunur?

Bu kadar mı bayağı olunur?

Ahmak bir prodüksiyon.

Saloz bir kafa.

Hırtça bir buluş.

‘Hadi kork!’

Olur korkayım.

Başka?

***
Hadi beni geçin, ben doğru bir örnek diğilim.

Fekat, baştan söyledim bilader; Türk halkı korkutulmaktan hoşlaşmaz diye.

Olmuyor kardeşim.
Senin prodüksiyonunu yemiyor ‘sokaktaki adam’ dediğin.

Haaa, ‘Madem tırsmıyor, bari hela kapısına saklanıp ‘Böööhh!’ yapayım’ dersen sen bilirsin.

O zaman, ettiğin yere kadar kovalanmayı göze alacaksın.

21.02.2008

Alıntı:
STAR Gazetesi

Muhsin Omurca/1997 - Mahmood Nazari/2008

-Büyük boyutta görmek için resmin üzerine tıklanyınız-

Bir Kitap: “Tarihimizin Güleryüzü”

Eskiler nelere gülmüş?
Daha önce Edebiyatımızın Güleryüzü kitabıyla yüzümüze tebessüm konduran Mehmet Nuri Yardım bu kez “Tarihimizin Güleryüzü” kitabıyla çıkıyor okurunun karşısına. Kitapta komutanlardan padişahlara, gazetecilerden âlimlere tarihe damgasını vuran birçok şahsiyetle ilgili nüktelere yer veriliyor. Hz. Muhammed ve ashabının yeri geldikçe nükte, şaka, latife yaptıkları, gülme ve güldürmenin onların hayatında büyük bir yer tuttuğu da sık zikrediliyor. Mehmet Nuri Yardım kitabında Peygamber Efendimizin hayatından da örneklere yer veriyor: “Peygamber Efendimiz (a.s.m), Hz. Ali ile beraber kahvaltı etmektedir. Hz. Muhammed, yediği zeytinlerin çekirdeklerini Hz. Ali'nin önüne yığar. Sonunda Hz. Ali'ye önündeki zeytinleri göstererek “Ey Ali çok acıkmışsın herhalde. Ne kadar çok zeytin yemişsin” der. Efendimizin kendisine şaka yaptığını anlayan Hz. Ali, şöyle cevap verir: “Evet ya Resulallah. Fakat siz daha çok acıkmışsınız herhalde. Önünüzde hiç çekirdek yok. Siz çekirdekleriyle beraber yemişsiniz.”

Şiir yazan ve sanatla yakından ilgilenen Fatih Sultan Mehmet'in, çevresindekilere yaptığı espriler mizah yeteneğinin de olduğunu gösteriyor. İşte kitaptan buna bir örnek: Molla Lütfi'nin çok şakacı ve nüktedan olması Fatih'in hoşuna gidermiş. Bir gün Molla'nın saray kütüphanesinde görevli olduğu sırada padişah kütüphaneye gelir ve bir kitap ister. İstenilen kitap kütüphanenin en üst raflarındadır. Molla kitabı almak için orada bulunan mermer taşlardan birinin üstüne basar. Padişah, “Aman Molla, sen ne yaptın bu taş Hazret-i İsa'nın doğduğu taştır” der. Molla sesini çıkarmaz. Kitabı verdikten sonra tozları sildiği gibi eski ve kirlenmiş bir bezin ucundan tutarak saygıyla padişahın dizleri üstüne koyar. Padişah meraklı gözlerle Molla'yı süzer ve bunun anlamını gözleriyle sorar. Molla karşılık verir: “Padişahım bu da Hazret-i İsa'nın beşiğine konan bezdir.”

Geçmişten günümüze mizah anlayışının ne kadar değiştiği, Mehmet Nuri Yardım'ın kitabında yer alan anekdotlarla daha net anlaşılıyor. Bir döneme damgasını vuran başarılı karikatürist Cemal Nadir örneğinde bu açıkça görülüyor: “Bir gün Cemal Nadir'e sorarlar “Üstat çizgilerinize çok gülüyoruz, ama siz pek gülerken göremiyoruz neden acaba?” Nadir şu cevabı verir “Bilmiyor musun ben Nadir Güler'im.”


Tarihimizin Güleryüzü
Mehmet Nuri Yardım
Nesil Yayınları
415 Sayfa

20 Şubat 2008

Başbakan Erdoğan'dan Leman'a Fotomontaj Davası.


Başbakan Erdoğan, Leman dergisinin iki hafta önceki kapağında kullanılan “fotoğrafının gerçek olmadığını ve ağır hakaret içerdiğini” belirterek, 20 bin YTL tazminat talep etti. Erdoğan’ın kendisiyle ilgili karikatürlere açtığı 3 dava reddedilmişti.
Dava dilekçesinde, Leman dergisinin kapağında yer alan “Başbakan Tayyip Erdoğan’a ait fotoğrafın gerçeği yansıtmadığı, fotomontaj yoluyla uygunsuz hale getirildiği ve toplumun ahlaken kabul etmeyeceği bir hale büründürüldüğü” ifade edildi.
Haklarında dava açılan Leman dergisi yayımcıları ise, sözkonusu fotoğrafın uzun süredir internette bulunan ve herkesin bildiği bir fotoğraf olduğunu savundular.
Bu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 4. karikatür davası oldu.
Erdoğan, daha önce de kendisini keneye benzeten çizer Mehmet Çağçağ ve karikatürü yayımlayan Leman dergisine, “Tayyipler Alemi” adlı karikatür nedeniyle Penguen dergisine ve Erdoğan’ı kedi gibi betimleyen Cumhuriyet gazetesi çizeri Musa Kart’a da tazminat davaları açmıştı. Ancak bu davaların tümü reddedilmişti. (Haber7)

Sınıf Kapılarında Karikatür Sergisi



İlklerin okulu Efes Koleji bir ilki daha gerçekleştirdi. Sınıf kapılarında çevre, deniz, hayvan ve insan ilişkilerini konu eden karikatür sergisi açtı. İzmirli karikatürist Mustafa Yıldızın açtığı sergi öğrenci ve öğretmenler tarafından ilgiyle izlendi. Sergi açılışında konuşan Mustafa Yıldız; ''Başta İzmir olmak üzere Saat Kulesi karikatürcüler grubu olarak ülkemizin her yerinde sergiler açıyoruz. Burada Efes Kolejinde bir ilki gerçekleştirmekten dolayı mutluluk duyuyorum. Öğrencilerimizde karikatür sevgisini görmekten dolayı sevinçliyim.Bize bu olayı sağlayan Efes Kolejine teşekkür ediyorum.'' dedi.
Okul müdürü Meral Ergün, öğrencilerimizin sosyal ve kültürel yönden gelişmesi için elimizden geleni yapıyoruz.Bundan sonra bir çok ilke ev sahipliği yapacağız. Ülkemiz ve dünya açısından çok önemli olan çevre kirliliğini karikatürlerde öğrencilerimize sunmaktan bir eğitimci olarak mutluluk duyduğumu iletirken okulumuzu şenlendiren Saat Kulesi karikatürcüler grubu ve Mustafa Yıldız'ı yürekten kutluyorum dedi.

Mustafa YILDIZ

18 Şubat 2008

Norveç Yeni Bir 'Karikatür' Krizine İzin Vermedi

Norveç yeni bir karikatür krizine geçit vermedi. Norveç'in başkenti Oslo'da bulunan "Lautom Contemporary" adlı sanat galerisi, Lars Vilks'in yaptığı Hz. Muhammed'e hakaret içeren suluboya çalışmasının sergilenmesi önerisini reddetti.
Medya baskısından dolayı bir artistin eserlerinin gösterimini reddetmek Norveç'teki bir Sanat Galerisi için alışılmış bir durum değil. Bu alışılmışın dışındaki olay Oslo'da bulunan "Lautom Contemporary" sanat galerisi tarafından, Lars Vilks'in gösterimini reddetmekle gerçekleşti. Sanat Galerisi'nde kendi sanatını sergilemesi amacıyla davet edilen Lars Vilks, gösteri olarak Hz. Muhammed'e (SAV) hakaret içeren suluboya çalışmasını sergilemeyi önerdi. Fakat bu öneri, sanat galerisi yöneticisi Randi Thommesen tarafından kesin bir şekilde reddedildi. Bunun yerine farklı bir sanat eserini sergilemeyi öneren Thommesen, bu önerisine karşılık Vilks'den olumsuz cevap aldı.
Cihan'a konuşan Thommesen, "Kesinlikle böyle bir serginin olmayacağını sizin aracılığınızla tüm medya organlarına bildirmek isterim" şeklinde konuştu. Bu gibi hassas bir konuda yöneticisi olduğu sanat merkezinin kullanılmasına izin vermesinin söz konusu olamayacağını belirten Thommesen, "Eğer böyle bir sergiye izin verseydim, gelen tepkilerin altından kalkamazdım. Bu sergiye onay vermekle insan haklarını ihlal etmiş olurdum. Ayrıca, sanat galerimin bu şekilde olumsuz tepkilere sebep olabilecek bir sergiyle anılmasını istemiyorum" dedi.
Daha önce, bir Norveç magazin dergisinin Danimarkalı Jyllands-Posten gazetesinden alıntı yaparak yayınladığı karikatürlerin, ortamı germekten başka birşeye yaramadığını hatırlatan Thommesen, "Tekrar böyle bir konuyu gündeme getirerek tepkilere yol açmanın bir anlamı yok. Norveç'te Hz. Muhammed'e karşı hakaret içeren bu tür şeylerin yayınlanmasının da ne tür bir amacı olabileceğini anlamış değilim doğrusu" şeklinde düşüncelerini açıkladı. (Cihan Haber Ajansı) 11.02.2008

17 Şubat 2008

TRABZON KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ 2. SERGİSİNİ AÇTI...

-Büyük boyutta görmek için resmin üzerine tıklayınız-

Karikatürist Nizamettin MOLLASALİHOĞLU, Ressam,Karikatürist Şükran ÜST, Akçaabat Belediye Başkanı Şefik TÜRKMEN, Trabzon Karikatürcüler Derneği Başkanı Harun YAVRUOĞLU

Trabzon-Akçaabat ilçesinin düşman işgalinden kurtuluşunun 90.yıl dönümü dolayesiyle yapılan etkinlikler çerçevesinde karikatür sergisi açıldı. Trabzon Karikatürcüler Derneği ve Akçaabat Belediyesi işbirliği ile açılan sergiye büyük davetli topluluğu iştirak etti. Açılış konuşmasında Akçaabat Belediye başkanı Şefik TÜRKMEN, “Sanayi ve teknolojide başarılı olmuş uluslar muhakkak sanatlarını da diri ve canlı tutmuşlardır. Sanatsız sanayi ve teknoloji uzun soluklu olmaz. Sanatında diri ve canlı tutulabilmesi için bu tür sergiler gereklidir. Bu tür faaliyetlerle sanata gerekli katkıyı veren sanatçı arkadaşlarımı kutluyor ve teşekkür ediyorum.”dedi.Trabzon Karikatürcüler Derneği Başkanı Harun YARUOĞLU, “Sayın Başkanımız her zaman sanatın ve sanatçının yanında olmuştur. Özellikle karikatür sanatına verdiği destek bizleri fazlasıyla memnun etmektedir. Karikatür sanatına verdiği bu destek sürdüğü surece bizde desteğimizi esirgemeyeceğiz. Karikatür sanatına verdiği bu destekten dolayı kendilerine huzurlarınızda teşekkür ederim” dedi.


KAMİDER "Gençlik ve Spor" Karikatür Sergisi


-Büyük boyutta görmek için resimlerin üzerine tıklayınız-

Gönderen:
Emre Kaleci

16 Şubat 2008

Yalova'daki Karma Karikatür Sergisi Açıldı.

-Videoyu izlemek için sol alt köşedeki ok işaretine tıklayınız-


Sergiye katılan karikatürcüler;
Şevket Yalaz,
Hicabi Demirci,
Muammer Olcay,
Murat Gök,
Oğuz Gürel,
Özkan Olcay

Özkan Olcay
ozkanolcay@hotmail.com

15 Şubat 2008

Özgün Uysal “Kilink” ve “Uçan Adam” Karakterlerini Çizdi.

60’lı yılların sonunda Yeşilçam’da bir döneme damgasını vuran “Kilink” ve “Uçan Adam” karakterleri, çizgi roman literatüründe ülkemizin sayılı çizgi roman ressamları arasında gösterilen, Kocaeli/Değirmendere’de ikamet eden Balıkesirli çizgi roman ressamı ve gazeteci Özgün Uysal’ın çizgileriyle yeniden hayat buldu.

Yeşilçam’ın unutulmaz yönetmenlerinden Yılmaz Atadeniz, kökeni Fransız Fantoma serisine dayanan İtalyan menşeili foto roman karakteri, anti-kahraman Killing’i 1967 yılında “Kilink İstanbul’da” ve “Kilink Uçan Adam’a Karşı” adlı birbirinin devamı niteliğinde iki film halinde beyaz perdeye taşımış, her iki filmde de yüzü hiç gözükmeyen Kilink karakterini Yıldırım Gencer, ona karşı duran, Batman-Superman karışımı kostümüyle Uçan Adam karakterini ise İrfan Atasoy canlandırmıştı. Her iki filmin yakaladığı hasılat rekorunun ve ünün peşine düşen diğer yönetmenler de, peşi sıra bir çok Kilink filmi (Şaşkın Hafiye Kilink’e karşı, Klink Soy ve Öldür, Kolsuz Kahraman Kilink’e karşı v.s.) çekmişti.

Kilink serisi ilk filmlerde canlandırdığı Uçan Adam karakteriyle Türk Sineması’nda kariyerini yerine oturtan İrfan Atasoy’la 2005 yılında bir röportaj gerçekleştiren, fantastik Türk filmleri araştırmacısı, Çizgi Roman Ressamı ve Gazeteci Özgün Uysal, “Kilink Uçan Adam’a Karşı-2, Efsane Geri Döndü” isimli çizgi romanı hakkında şunları söyledi:

“1970 yılında izlediğim Kilink İstanbul’da, Kilink Uçan Adam’a Karşı ve Klink Soy ve Öldür isimli filmler ve daha sonrasında okuduğum Kilink serisi foto romanlar çocukluk ve gençlik dönemimde beni etkilemişti. Özellikle Yılmaz Atadeniz’in çektiği Kilink İstanbul’da ve Kilink Uçan Adam’a Karşı adlı filmlerin fantastik Türk Sineması içinde ayrı bir yeri var. Zira, İtalya’da Killing, Fransa’da Satanik ve Amerika’da Sadistik adıyla tanınan foto roman karakteri, anti kahraman Kilink, ilk kez Türkiye’de Yılmaz Atadeniz tarafından beyaz perdeye taşınmış, sevgilisi Dana’nın yerine Suzi getirilmiş ve karşısına da Batman-Superman karışımı bir kahraman olan Uçan Adam çıkartılmıştır. Shazam (şazem) diyerek Uçan Adam’a dönüşen karakter ise Marvel Comics firması tarafından yayımlanan Kaptan Marvel isimli başka bir çizgi roman kahramanına aittir. Aslında bu filmlere İtalyan foto roman kahramanı ile Amerikan çizgi roman kahramanının Türkleştirilmiş versiyonları da diyebiliriz.Serinin ikinci filmi olan Kilink Uçan Adam’a Karşı adlı film, Kilink’in Uçan Adam tarafından bir minarenin üzerinden aşağıya atılmasıyla son buluyor bulmasına ama, izleyicide sanki film tam olarak son bulmamış da devamı varmış hissi yaratıyor. Bu nedenle serinin devamı olarak çizdiğim Kilink Uçan Adama Karşı-2, Efsane Geri Döndü isimli çizgi romanımı, filmin yayınlandığı 1967 yılından 30 yıl sonra geçecek şekilde çizdim. Bu arada sizlere küçük bir de ipucu vereyim; çizdiğim serideki Kilink ve Uçan Adam karakterleri, filmdeki karakterlerin çocukları. Malum, aradan geçen 30 yılda kahramanlar da ihtiyarlıyor.”Gölcük ve Karamürsel bölgelerini kapsayan Karşıyaka Gazetesi’nde yayınlanmaya başlanan “Kilink Uçan Adam’a Karşı-2, Efsane Geri Döndü” isimli çizgi roman serisi, Balıkesir, Çanakkale ve Avustralya’da da yayınlanacak.

Anadolu Karikatürcüler Derneği


Özgün UYSAL
ozgunuysal@gmail.com

13. Nehar Tüblek Karikatür Yarışması Sonuçlandı.


14 Şubat 2008 tarihinde toplanan seçici kurulun değerlendirmesi sonucu birincilik ödülünü Ahmet Levent Öztürk kazandı...

İsmail Ünal (Beşiktaş Belediye Başkanı),Kemal Çiloğlu (Başkan Vekili), karikatürcüler Güngör Kabakçıoğlu, Raşit Yakalı, Ercan Akyol,Musa Kart ve Akdağ Saydut'tan oluşan seçici kurulun, yapıtlarını ödüle değer bulduğu diğer isimler şunlar:

Birincilik Ödülü: Ahmet Öztürk Levent
İkincilik Ödülü : Musa Gümüş
Üçüncülük : Mehmet Arslan

Mansiyon: Murat Gök
Mansiyon: Muammer Olcay
Mansiyon: Ergül Aktaş

Beşiktaş Belediyesi Özel Ödülü : Mehmet Selçuk
Karikatürcüler Derneği Özel Ödülü: Ali Şur
T.Gazeteciler Cemiyeti Özel Ödülü: Sami Caner
Kabataş Erkek Lisesi Vakfı Özel Ödülü: Cemalettin Güzeloğlu
Dünya Yayıncılık Özel Ödülü: Oğuz Gürel
Beşiktaş Jimnastik Kulübü Özel Ödülü: Ömer Çam
Nehar Tüblek Ailesi Özel Ödülü: Kürşat Zaman

Alıntı:

13 Şubat 2008

Danimarka'da yine karikatür krizi.


Danimarka'da Hz. Muhammed'e hakaret içeren ve Müslümanları rencide eden karikatürleri çizenlerden birine saldırı planının ortaya çıkarılmasının ardından ülkenin en büyük beş gazetesi, protesto için karikatürlerden birini yeniden yayımladı.
Jyllands-Posten, Politiken, Berlingske Tidende, BT ve Ekstra Bladet gazeteleri, Jyllands-Posten gazetesi çizeri Kurt Westergaard'a saldırı planına tepki olarak, Hz. Muhammed'e hakaret eden 12 karikatürden birini yeniden yayımladı.
Sol eğilimli Politiken gazetesinde yer alan yorumda, cinayet planının şoke ve tedirgin edici olduğu, zanlıların öldürme planının sadece Westergaard'a değil, Danimarka'nın demokratik kültürüne de bir saldırı olduğu ifade edildi.
Yorumda, karikatürleri ilk yayımlayan Jyllands-Posten'in ifade özgürlüğünü mantıksızca ve zarar verici biçimde kullanmış olsa da gazetenin terör tehdidiyle karşılaştığı zaman koşulsuz dayanışmayı hak ettiği, gazetenin provokasyonuna sempati duymamalarına rağmen karikatürün Politiken'de yayımlandığı belirtildi.
Danimarka'da dün Aarhus kentinde düzenlenen baskında, 2 Tunuslu ve Fas kökenli bir Danimarka vatandaşı tutuklanmıştı.
İslam dünyasını rahatsız eden 12 karikatür ilk kez Danimarka'nın Jyllands-Posten gazetesinde 2005'in eylül ayında yayımlanmıştı. Daha sonra başka ülkelerde yayımlanan karikatürler, İslam dünyasında protesto gösterilerine yol açmıştı. 2006'da üç Danimarka büyükelçiliği tehditler nedeniyle boşaltılmış, Orta Doğu, Afrika ve Asya'da çıkan olaylarda 50 kişi ölmüştü.

12 Şubat 2008

Yalova'da Karma Karikatür Sergisi

- Büyük boyutta görmek için resmin üzerine tıklayınız-
Sergiye katılan karikatürcüler;
Şevket Yalaz,
Hicabi Demirci,
Muammer Olcay,
Murat Gök,
Oğuz Gürel,
Özkan Olcay

İlginç Benzerlik!

Trabzon'lu Karikatürcü Nizamettin Mollasalihoğlu'nun 2006 yılında çizdiği karikatür 1. Uluslararası Manisa Karikatür Yarışmasında 2. ödülü alan Brezilyalı Lopes Cunha'nın karikatürüyle ilginç benzerlik oluşturduğu görülmüştür.
Nizamettin Mollasalihoğlu'nun bu karikatürü TAKA Gazetesinde ve kendisine ait internet sitesinde (http://nizam61.blogspot.com/) yayımlandı.
Ayrıca Trabzon Karikatürcüler Derneği Geleneksel 1. Karikatür sergisi'nde sergilenmiştir.

Nizamettin Mollasalihoğlu
http://nizam61.blogspot.com/

Trabzon Karikatürcüler Derneği 3. Karikatür Sergisi

-Büyük Boyutta görmek için resmin üzerine tıklayınız-

Manisa 1.Uluslararası Karikatür Yarışması Sonuçlandı.




Manisa 1.Uluslararasi Karikatur Yarismasi’na katilan 402 cizerin 651 karikaturu arasindan yapilan degerlendirmede , Marlene Pohle (Almanya) , Vladimir Kazanevsky (Ukrayna) , Rasit Yakali , Eray Ozbek, Cem Koc ve Recep Kafes’ten (Manisa Belediyesi Baskan Yardimcisi) olusan juri sonuclari su sekilde belirledi.

Birincilik odulu Sherif Arafa MISIR
Ikincilik odulu Junior Lopes Cunha BREZILYA
Ucunculuk odulu Grzegorz Szumowski POLONYA
Juri ozel odulu Askin Ayrancioglu TURKIYE
18 yasin altindaki katilimcilar arasinda yapilan degerlendirmede Ekin Ozeskici’nin
calismasi da tesvik odulune deger bulundu.

11 Şubat 2008

7-17 Karikatür Yarışması (01 Şubat 2012)


*Karikatür Vakfı tarafından düzenlenen 18. Uluslararası 7-77 Karikatür Festivali 20-23 Nisan 2012 tarihlerinde dört gün süreyle Ankara’da yapılacaktır.

*Festival kapsamında yer alan 7-17 Karikatür Yarışması’nın amacı çocuklar arasındaki kardeşlik, sevgi, dostluk bağlarını geliştirmek ve onları barışcıl bir geleceğe hazırlamaktır.

*7-17 Karikatür Yarışması 7-17 yaşları arasındaki tüm çocuklara açıktır.

*Yarışma konusu, ’Eğitimde Sağlığa Zararlı Ürünler İstemiyoruz’ dur. Öğrencilerin sağlıklarını ciddi biçimde tehdit eden taklit, sahte, sağlıksız, kalem, silgi, defter, çanta, kalem kutusu, sırt çantası, boyalar, oyuncaklar gibi ürünleri kullanmanın zararları, sağlıklı, başarılı ve verimli bir gelecek için sağlığı tehdit etmeyen araç gereçler kullanmak isteğini vurgulayan karikatürler çizebilirler.

*Karikatürler A4 ya da A3 boyutlarında her tür kağıda istedikleri teknikle, siyah-beyaz, renkli olarak çizilebilir.

*Karikatürcüler en çok üç karikatürle yarışmaya katılabilirler. Yarışmacılar karikatürlerin arkasına ad-soyadlarını, doğum tarihlerini, telefonlarını, okullarını, adreslerini yazmalıdırlar.

*Yarışmacılar karikatürlerini 1 ŞUBAT 2012 tarihinde kadar ‘7-17 KARİKATÜR YARIŞMASI - PK:364 YENİŞEHİR 06443 ANKARA’ posta adresine göndermelidirler.

*Jürinin seçeceği en iyi karikatürü çizen karikatürcüye SCRİKSS KALEM ÖDÜLÜ 1.000,00 TL (Bin Türk Lirası), plaket ve diploma verilecektir. Ayrıca karikatürleri sergilenmeye değer görülen tüm karikatürcülere diploma gönderilecektir.

*Yarışmada ödül alan karikatürcü 20-23 Nisan tarihinde yapılacak 18. Uluslararası 7-77 Karikatür Festivali’ne davet edilerek 7-17 KARİKATÜR YARIŞMASI karikatür sergisi açılışında ödülünü alacaktır.

*Yarışma sonuçları 1 Nisan 2012 tarihinde basın, yayın organları ve internetten duyurulacaktır.

*Jüri tarafından seçilip, karikatürleri katologda yer alan karikatürcülere 18. Uluslararası 7-77 Karikatür Festivali Kataloğu, katılım belgesiyle birlikte gönderilecektir.

*Karikatürler geri gönderilmeyecek ve basım yayın hakkı Karikatür Vakfı’nın olacaktır

*7-17 KARİKATÜR YARIŞMASI karikatür sergisi daha sonra Türkiye içinde ve yurt dışında çeşitli kentlerde açılacaktır.

Karikatür Vakfı
karikatur@ttmail.com

10 Şubat 2008

Vali Karikatür Çizdi!

Manisa Valisi Refik Arslan Öztürk , 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü'ne özel olarak bir karikatür çizdi. Sigara içenlere veya bırakamayanlara, hattâ bırakmayı beyinlerinde şekillendirmeye çalışanlara yönelik mesaj vermek istediğini belirten Öztürk, "İnşâallah karikatürümden etkilenerek sigarayı bırakanların sayısını arttırmış olurum." dedi.
Vali Öztürk, 30 yaşından sonra yedi yıl sigara içtiğini, her gün bunun için kendisiyle hesaplaştığını anlattı: "Bırakmaya hemen her gün karar verdiğim halde uygulamaya koyamamıştım. Babamın ölüm sebebi de kalple ilgiliydi. Maalesef ben hiç sigara içmem diyordum ama o kötü alışkanlığa başladım, sonra da birden bıraktım. Değerli bir dostumun öğütleri üzerine bırakmıştım. Yaklaşık 30 yıldır içmiyorum. İnsanların her zaman bu yönde kendisiyle hesaplaşması, ailesini düşünmesi lazım."
Sigaranın toplum üzerindeki zararlarına da değinen Öztürk, "Tren yolcuları, içtikleri sigaranın yanan izmaritini farkına varmadan ormanlık bölgeden geçerken atarak hektarlarca ormanımızın yok olmasına sebep oluyor. Bazen de uyurken evini yakıyor. Bugün insanlarımızın sigarayı bırakmaya karar vermesini istiyorum. Bu karikatürüm sigaranın bırakılması için etkili olursa, Manisa'nın bir idarecisi olarak hakikaten çok memnun kalırım," şeklinde konuştu.
(Cihan Haber Ajansı) 08.02.2008

08 Şubat 2008

Makedonya'dan 3 Çizerin Karikatür Sergisi.

-Büyük Boyutta görmek için resmin üzerine tıklayınız-

Karikatürist Murat Yılmaz ile Sanal Röportaj


Murat Yilmaz is a Turkish illustrator. He was born in 1969 in İzmit, Turkey. He began to draw in 1981. Between 1988-1990 he drew for Yeni Düşünce Newspaper. Then he drew for other local papers. He has worked for Tırpan magazine between 1992-1994. He is still working for an information and culture magazine called Semerkand. He is married and he has a son. Murat Yilmaz gives us below his opinion about freedom of expression.

Benjamin Heine 
How did you become a cartoonist?

Murat Yilmaz
I decided once to send my drawings to some magazines and newspapers. Most of them liked my works. Then I started to draw more and more. I have never stopped until now.

Benjamin Heine
Which papers, magazines or websites do you work for?

Murat Yilmaz
 I have been working for almost three years for a magazine named “Semerkand”. I’m also the founder of Karikaturevi, which means “The House of Cartoon” in Turkish.. Karikaturevi is an interactive Website that gathers the drawings of worldwide cartoonists.

Benjamin Heine
 What elements usually strike you and inspire you in the political news?

Murat Yilmaz
Religion, countries’ history, people. Actually all kinds of dreadful injustice done to human beings interest me a lot. I try to show my indignation through my cartoons.

Benjamin Heine
Do you think there should be limits to the cartoonist’s freedom of expression? If so, what are the « redlines »?

Murat Yilmaz
Yes, there should be. The cartoonists shouldn’t insult people or represent things that do not exist or that are not true in reality.

Benjamin Heine 
 Is there only one freedom of expression or are there several ones? (Regarding the cultural differences from one country to another)

Murat Yilmaz
Each country and each people has its own culture. If there are different cultures then obviously there are different behaviours.

Benjamin Heine
What do you think about the Holocaust cartoon contest organized by the Iranian newspaper Hamshari, in response to the caricatures of Muhammad published in several Europeans papers?

Murat Yilmaz
I think the persons who launched this contest could have rather organized an alternative competition about Muslim culture and about love between all human beings. Such an event would have broken the negative stereotypes about Muslims believed by many people. Artists around the world would have been encouraged to find more information about Muslim culture and realities to realize their artwork. They would have discovered by themselves what is true and what is not and they would have produced new reliable and correct cartoons towards Muslims. Such a contest would have been a peaceful substitute to the growing hatred between West and East.

Benjamin Heine 
 Have some of your drawings been censored? In which circumstances?

Murat Yilmaz
Yes, but the circumstances always change; it depends on the time and the country’s type of government.

Benjamin Heine 
 Do you have any self-censorship? What are the most difficult subjects to represent?

Murat Yilmaz
Yes, I do have self-censorship.
If I cannot find enough information about the subject I’m working on, it becomes very difficult for me.

Benjamin Heine 
 Do you think the cartoon is a political force that can make people change their behaviour?

Murat Yilmaz
Yes

Benjamin Heine 
 Do you think that the cartoonist is an artist or rather a journalist, or maybe both?

Murat Yilmaz
It can be both of them.

Benjamin Heine 
 According to you, does he have to make people laugh or to make them think?

Murat Yilmaz
According to me, it can be both at the same time. These purposes can also be separate.

Benjamin Heine
What is for you the most difficult situation or person to draw?

Murat Yilmaz
 It’s hard for me to draw about cartoons and cartoonists, because I belong to this world. So I don’t have an objective way of seeing things.  

Kampüsten Dünyaya Dergisi Karikatür Yarışması (12 Kasım 201)

-büyük boyutta görmek için resimin üzerine tıklayınız-

-büyük boyutta görmek için resimin üzerine tıklayınız-




06 Şubat 2008

Uluslararası Portreler ve Karikatür Fuarına Davet - Romanya (30 Haziran 2011)

ULUSLARARASI PORTRELER VE KARIKATUR FUARINA DAVET!
- Romanya Karikatürcüler Derneği yeni bir PORTRELER ve KARİKATÜRLER sergisine hazırlanıyor.
- Biz sizleri bu kültürel projeye katılmaya davet ediyoruz.
- Bunun için sizlerden Ion Luca Caragiale (http://www.personality.com.ro/caragiale.htm) ve/veya Mihai Eminescu'nun (http://www.personality.com.ro/eminescu.htm) portre karikatürlerini çizmenizi rica ediyoruz.
- Açılacak portre karikatürler serginin bir katalog baskısı yapılacak ve tüm katılımcılara bu katalog ücretsiz olarak verilecektir.
- Gönderilecek portre karikatürler 300 dpi çözünürlük ve 21x30 cm veya daha fazla boyutta olması gerekmektedir.
- Ayrıca katılımcıların bir fotoğraf ve kısa bir biyografi bilgilerini göndermelerini istiyoruz. Bu bilgilerde katalogta yayınlanacaktır.
- Karikatürlerin gönderileceği e-mail adresleri;
muzeu_personalitati@yahoo.com
ionita@personality.com.ro
- Son katılım tarihi: 30 Haziran 2011.
Tüm katılımcılara başarılar dileriz.

Nicolae Ionita
ionita@personality.com.ro

"En uygun ve güvenli şekilde gaz kullanımı" konulu karikatür yarışması - İran (30 Haziran 2011)


In the name of God
International Caricature Festival on Safe and Optimal Consumption of Gas. 2011.

North Khorasan Gas Company holds the First International Caricature Festival on Safe and Optimal Consumption of Gas.

Subject:
Safe and Optimal Consumption of Gas
(Consumption Optimization and observation the gas safety tips)

Conditions:
Each participant can send maximum 5 artworks
Sending (Name, family name, post address, Email address and Tel) of artists Just by word file is necessary
The catalogue will be send to the entire artist that their artworks published in the catalogue
Artworks must be in 200 dpi by width or length of 1500 pixel by jpg format.
Catalogue of the festival will be dedicated to all artists whose works are printed in the catalogue
Secretariat of the festival has the copyright of printing and exhibiting the received works
Attending in the competition means the artists agree with all rules of the festival

Prizes:
Grand prize: $1000, Honorable mention & Trophy.
First prize: $750, Honorable mention & Trophy.
Second prize: $ 500, Honorable mention & Trophy.
Third prize: $ 250, Honorable mention & Trophy.
5 Honorable mention & trophy

Dead line:
30th jun, 2011

Address for sending artworks:
Sending through internet:
jashnvareh@nigc-nkgc.ir
talangorcartoons@yahoo.com

Sending through courier:

Public relations Dept. of North Khorasan Gas Company, Behdasht St. (Sarv Alley), South Ferdowsi St., Bojnourd, North Khorasan Province, Iran
Postal Code: 94186-54145

For more information, please send your questions to the following email address:
talangorcartoons@yahoo.com

04 Şubat 2008

ÇGD'den Turgay Karadağ'a Ödül.

Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin geleneksel olarak düzenlediği "Yılın Başarılı Gazetecileri" ödülleri açıklandı.
Karikatür dalındaki ödülü ise Referans gazetesi karikatüristi Turgay Karadağ, Referans gazetesinde 4 Aralık 2007 tarihinde yayınlanan "Çözüm Masası" alt yazılı karikatürüyle kazandı.

Türk Karikatüründe Kadına Genel Bakış!

TÜRK KARİKATÜRÜNDE KADINA GENEL BAKIŞ

Hasan Efe
hasanefe35@hotmail.com

Dünya geneline bakıldığında “kadın ve kadın sorunları” az çok birbirine benzemektedir. Hemen hemen hiçbir ülkede bu sorun tam anlamıyla çözülmüş değildir.

Kadın sorunları, ülkenin ya da bölgenin eğitim, kültür, ekonomik, politik ve coğrafi durumuna göre belirgin bir şekilde farklılıklar gösterir.

Gelişmiş ülkelerde bu sorunlar kısmen azalmış görünse de tamamen giderilememiştir.

Gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkeler “kadın ve kadın sorunları” için farklı çözüm arayışı içindedirler.

Şu verilere bakalım.

“Ülkemizde kadınlar 3 Nisan 1930’da yerel seçimlerde, 1934’te ise genel seçimlerde seçme ve seçilme haklarını kazandı. Fransa, Almanya ve gelişmiş diğer Avrupa ülkelerinde bu hak daha sonra elde edildi.

Cumhuriyet’in ilerleyen yıllarında kadınların seçilme oranı giderek düştü.
1935 genel seçiminde 395 milletvekilinden 18’i, 1999’da 550 milletvekilinden 22’si, 2002’de 550 milletvekilinden 2’si kadın milletvekili olarak TBMM yer almaktadır. Türkiye, 2000’de parlamentoda kadın temsil oranı açısından dünya sıralamasında 143. sıradayken 2004 yılında 150. sıraya düşmüştür.

İsveç, Norveç, Danimarka gibi ülkelerde kadınların temsil oranı %40’larda iken ülkemizde kadınların temsil oranı TBMM’de %4.4 ve yerel yönetimlerde %4.6’dır. (http://www.turkpolitika.com/ ’dan özetlenerek)

Avrupa Parlamentosu’nda kadın sandalyesi oranı 1999-2004 döneminde yüzde 30'ken son seçimlerde bu oran yüzde 35'e çıktı. Yüzde 50 kotanın da ötesinde Avrupa Konseyi ülkelerin ortak hedefi olan yüzde 40 kadın temsili de sağlanamadı. (İstanbul - BİA Haber Merkezi, 18 Haziran 2009, Perşembe; bianet.org’tan özetlenerek)

Verilere bakıldığında gelişmiş ülkelerin kadınları da yönetimde erkeklerle eşitliği sağlayamamaktadır.
Bu dengesizlik yaşamın diğer alanlarında da kendini göstermektedir.

Ataerkil bir toplumun gelenek ve görenekleri yasalarla kadınlara yeni haklar ve sosyal olanaklar sunsa da erkek egemen toplum bunları kendi ekonomik, siyasal ve hukuksal yaptırımlarıyla birlikte ele aldığı sürece bu kısır döngü kadının aleyhine işler.

Bir başka açıdan bakıldığında kadın ve erkek arasındaki fiziksel, psikolojik ve biyolojik ayrımlar da yadsınamaz. Bu da erkek egemen toplumda kadın sorunları olarak öne çıkarılır.
Kadının bedensel olarak erkekten farklı oluşu, doğum olayı, çocuk büyütme, vb durumlar zaman zaman onu edilgen kılar. Bu gerekçeyle erkek egemen toplumda kadın ister istemez geri duruma itilir.

Kendini var etme uğraşıyla didinen kadın yapısal üretkenliğinin yani doğurma ve çocuk yetiştirmenin dışında toplumsal üretimde de yer almak için etkenliğini sürekli kılmak zorundadır. Bu zorundalıkla bir takım haklar elde eden kadın, varlığını sürdürmek için yüz yıllardır bir uğraş içindedir.

Karikatür sanatına bakıldığında da kadın erkek oransızlığı gözden kaçmaz. Karikatürdeki erkek egemenliği tüm dünyada da kendini gösterir.
Ülkemizdeki durum da aynıdır.

1867-1878 Tanzimat, 1878-1908 İstibdat Dönemi’nden bugüne dek karikatür sanatı gündemden düşmemiştir. Siyasi erk bu sanatı zaman zaman baskı altına almış, kimi zaman da hoşgörüyle karşılamıştır. Bu süreçte yer alan bir kadın karikatürcü görülmese de erkek karikatürcülerin çizgilerinde kadına sıkça yer verilmiştir.

Bizde ilk kadın karikatürcü 1908-1918 Meşruiyet Dönemi’nde Leylâk dergisinde görülür. On beş günde bir yayımlanan dergi 1914’te iki sayı çıkar. Çizerleri arasında Fatma Zehra Hanım vardır.
Turgut Çeviker, “Leylâk, bir kadın gazetesidir, denebilir. Belki de kadınlar için mizah.” der. (Geleşim Sürecinde Türk Karikatürü, Turgut Çeviker, c.2, sf.202, Adam Yayınları, 1988 İstanbul)

Fatma Zehra Hanım'ın çizdiği bir karikatür

Daha sonraki dönemlerde kadın temalı çalışmalar artsa da kadın karikatürcü görülmez. 1920’de Sedat Simavi’nin “Kadınlar Saltanatı” adlı ikinci albümü çıkar. (Agy.,c3, sf 63)
Ramiz Gökçe 1945’te Kadınlar Albümü’nü yayımlar. 1946’da da Tombul Teyze görülür. (Agy.,c3, sf. 106)
2. Dünya Savaşı döneminde 1928 İstanbul doğumlu Selma Emiroğlu(Aykan) 14 yaşında Amcabey dergisinde ilk karikatürlerini yayımlar. (Cumhuriyet Dönemi Türk Karikatürü, Semih Balcıoğlu, s133, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1983 Ankara)

Selma Emiroğlu

Selma Emiroğlu'ndan bir karikatür

Emiroğlu karikatür ile ilgisini şöyle anlatır, “…annem beni oyalamak masadıyla çizdiği kedi ve karga resimlerinin cazibesine kapılarak sanat hayatına girdim. On iki yaşıma kadar hergün resim yaptım. Defterler, kitaplar ve evin duvarları resimlerle doldu. Bu ara Cemal Nadir’i tanıma fırsatı kazandım. Benimle çok meşgul oldu ve çizgilerim de karikatür yoluna saptı…”
Emiroğlu, Amcabey ile başlayan çizgi yaşamını Doğan Kardeş, Tef, Akbaba dergilerinde sürdürür. Daha sonra Almanya’ya yerleşir. (Agy)

Kadın karikatürcüler 1950’li ve daha sonraki yıllarda öne çıksalar da beklenilenin çok altında kalırlar.
Bu çizerlerden; Selma Gündüz, Meral Simer, Semiramis Aydınlık, Sema Ündeğer, gibi kadın karikatürcülerin adlarını görürüz önce.

Meral Simer

Meral Simer'den bir karikatür

Selma Ündeğer

Selma Ündeğer'den bir karikatür

1972’de Gırgır’ın çıkışıyla kadınların karikatüre ilgisi artar. 6-7 yıl sonra Oğuz Aral genç çizerlere dergide yer verince Özden Öğrük, Gülay Batur, Ramize Erer, Meral Onat ve Eda Oral “Biz Bıyıksızlar” köşesinde kadınların sorunlarını ve yaşamlarını dile getiren karikatürlere verirler.

Biz Bıyıksızlar

Özden Öğrük

Özden Öğrük'ten - Çılgın Bediş karikatürü

Gülay Batur

Gülay Batur'dan bir karikatür

Ramize Erer

Ramize Erer'den bir karikatür

Meral Onat

Meral Onat'tan bir karikatür

Piyale Madra ve Nuray Çiftçi de farklı çizgileriyle öne çıkan kadın karikatürcülerdendir. Yalın çizgileri ve kadına farklı açıdan bakışlarıyla diğerlerinden ayrılırlar.

Piyale Madra, kadın erkek ilişkilerini psikolojik yönden ele alırken toplum ve birey çatışmalarını öne çıkarır. Öte yandan bireyin içsel çelişkilerini de ortaya koyar.

Piyale Madra

Piyale Madra - Piknik bant karikatür

Piyale Madra - Ademler ve Havvalar

Nuray Çiftçi, Bulut Bebek bant karikatürüyle çocuğun iç dünyasını yansıtırken anne çocuk girişikliğini ele alır. Diğer bir deyişle kadının ve toplumun sorunlarını çocuk üzerinden verir. Ayrıca reklam amaçlı karikatürler de çizer.

Nuray Çiftçi

Nuray Çitçi - Bulut Bebek

Nuray Çiftçi'den bir karikatür

1993’te Feyhan Güver Limon’da çizmeye başlar. Bu süreç Leman, Pazartesi dergileri ile Yeni Binyıl gazetesinde devam eder. Güver, kırsal kesimde yaşayan kadınların sorunlarını dile getiren Bayır Gülü tiplemesiyle adından söz ettirir. (Geyikoloji)

Feyhan Güver

Feyhan Güver - Bayır Gülü

Feyhan Güver'den bir karikatür

Günlük gazete ve mizah dergilerinin dışında kalan kadın çizerlerin çalışmaları değişik sanat, bilim ve kültür ağırlıklı karikatür albümü, gazete ya da dergilerin yanısıra karma-bireysel karikatür sergilerinde yer almaktadırlar.
Bunlardan bazıları; Menekşe Çam, Saadet Yalçın, Zeynep Gargi, Ayten Köse, Tolga Sakarya…

Zeynep Gargi

Zeynep Gargi'den bir karikatür

Tolga Sakarya

Tolga Sakarya'dan bir karikatür

Ayten Köse

Ayten Köse'den bir karikatür

Menekşe Çam

Menekşe Çam'dan bir karikatür karikatür

Yukarıda belirtilen grupların dışında kalan ve yoğun bir karikatür çalışması içinde olmayan resim, desen, grafik, vb çalışmaların yanında karikatür de çizen ya da daha karikatür alanına yeni adım atan çizerler de görülmektedir.
Sözü edilen kadın çizerlerden bazıları;
Tülay çellek, Melek Okay, Neslihan Özgüven, Hatice Doğan…

Anadolu Karikatürcüler Derneği’nde yer alan kadın karikatürcüler;
Irmak Ataberk, Başak Tarım, Derya Duyar, Ebru Keskin, İlkay Saltık.

Kıbrıslı Türk kadın karikatürcüler de şunlardır;
Semra Yalçın [1981 - 1983 "Birlik" Gazetesi], Zuhal Denizci [1983 - 1985 "Yeni Düzen", "Ortam", "Londra Toplum Postası"], Sevcan Çerkez [2000 - 2008 "Yeni Düzen", "Ortam", "Yeni Düzen Sanat"], Elif Atamaz Aşıcıoğlu [2000 - 2001 "Kıbrıs"]

Diğer kadın karikatürcüler;
Andaç Gürsoy, Aslı Yazıcıoğlu, Asuman Ercan, Asuman Küçük Kantarcı, Eda Karaabdurrahmanoğlu, (Gırgır çizeri imzasını Eda olarak atıyor. Eda Oral ile karıştırılmamalı.), Esin Özbek, Gülsen Özbey, İpek Özsüslü, Melike Acar, Nermin Er, Nermin Özkan, Neşe Binark, Nilay Kortek, Semra Can, Sumru Ekşioğlu.

Yazımızın başından beri adlarından söz ettiğimiz kadın çizerlerin bazılarının karikatür alanında yoğun olduğu söylenemez. Özellikle arada çizen ya da bazı karikatür ile ilgili kurum ve kuruluşlarda yer alsa da etkin bir çalışma içinde olmayan kadın karikatürcülerin kalıcılığı zamanla ortaya çıkacaktır.

Karikatür sanatının gücü son yıllarda artmaktadır. Bu özelliğiyle karikatür sanatı bilim, edebiyat ve eğitim ile içleşmekte, metinler arası ilişkiler bağlamında hızla bir gelişme göstermektedir.
Karikatürün bu gücü ve etkisi farklı dünya görüşünde olanları da etkilemekte, onları önlem almaya yöneltmektedir.

Murat Yılmaz, “Fakat ülkemizde şehirli kadınların bunalımlarını çizen Piyale Madra, köy kadınlarının sorunlarını çizen Feyhan Güver gibi kadın karikatürcüler varken, islâmî hassasiyetleri önemseyerek yaşayan dindar hanımların bu toplum içindeki sorunlarını çizen hanım karikatürcüler maalesef yoktur.

Karikatürün etkisinin sadece kadınların sorunlarını aktarmak için kullanılması gerektiği gibi bir sonuca da varılmamalıdır. Müslüman kadınların çevrelerinde ve dünyada yaşanan siyasi, sosyal, kültürel hatta ekonomik olaylara bakış açılarının karikatür diliyle anlatılması, kadın gözüyle tespitler yapılması ihtiyaç haline gelmiştir.

Karikatür çizme yetenekleri olmasa dahi karikatür konusunda bilinçli olduklarını topluma hissettirmeleri bu tip çizimleri yapan kişilerin ön yargılarını değiştirebilir. Gazete ve dergilerdeki karikatürlerin incelenmesi, karikatür sergilerine gidilmesi gibi sanatsal etkinlikler için illâ karikatür çizmeye gerek yok.” der. (Semerkand Dergisi)

Dünyada örneğine pek raslanmasa da gücünü karikatürden alan Filistinli Ümeyye Joha(Cuha) gibi kadın karikatürcü de görebiliyoruz.
Genellikle politik karikatürler çizen Joha, kocasını İsrail suikastleri sonucu kaybeder. Gazze’deki bir üniversitede matematik öğretmenliği okurken Filistin gazetelerinde karikatür çizer. Göreve başlayınca karikatürle öğretmenliğin bir arada gitmeyeceğini anlar, çizgide karar verir. (Kısaltılarak, ags)

“Kendisiyle yapılan bir röportajda diyor ki: ‘Bir kadın kocasını kaybedince gücünü yitiriyor. Ama eşim öldükten sonra çizgilerim daha da kuvvetlendi. Bir yandan hüzne bürünürken, öte yandan da bu acılar çizgilerimi keskinleştirdi. Kocam öldükten sonra hapishanedekiler ve ölenler için de çizmeye başladım. Karikatür benim silahımdır. Karikatürist olmasaydım, başka şekilde kendimi ifade edemezdim.” (ags)

Ümeyye Joha (Cuha)

Ümeyye Joha (Cuha)'dan bir karikatürü

Bu örnek, karikatürün evrensel gücünü gösterir. Ayrıca bir kadının dayanağı olarak da önemlidir.

Ülkemizde 1940-1950’li yıllarda karikatür ve mizah dergileri toplumdaki ağırlığını hissettirir. Yusuf Ziya Ortaç (Akbaba), Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz (Marko Paşa), Refik Halit Karay (Aydede) gibi şair ve yazarların dergi yönetiminde yer almaları başka yazarları da etkiler.
Reşat Enis roman kahramanlarından birini karikatürle buluşturur.
“Türkan ‘Kumluk’da, bir bahçe içinde küçük, güzel bir evde otururdu. İki odanın ortasında ufak bir hol vardı ki, üzerine gelişi güzel atılmış yağlı boya yastıklarla süslü, geniş bir sedir yerleştirmişti. Tirşe duvarlarda Türkan’ın yaptığı bir iki karikatür, karakalem tablo vardı.”(Vurgu bana ait.HE; Kara Toprak, Reşat Enis, Ararat Yayınevi, 1. bas.,1969 İstanbul)
Türk karikatüründe kadının etken olduğu söylenemez. Erkek egemen bir toplumda kadının edilgenleştirilmesi, kadın karikatürcüleri de etkiler. Bu olumsuzluk bazı kadın çizerlerimiz tarafından şöyle dile getirilir.

Piyale Madra’nın şu sözleri ilginçtir.
“Toplumumuzda kadın ikinci sınıf vatandaş olarak görülür. Özellikle ataerkil ailelerde çoğunlukla kadının erkeklerin yanında konuşması, hatta gülmesi büyük ayıp olarak görülür. Böyle bir toplumda kadın çizerlerin güldürmeye ve düşündürmeye dayalı bu meslekte sayıca az olmaları çok doğaldır.(4)” bianet.org/bianet/bianet/43383-turkiyede-kadin-karikaturcu-deyince

Ramize Erer kadın çizer olmanın sıkıntısını şöyle dile getirir.
“…Kadınlar da çizsin zenginlik olsun diye düşündüler. Biraz garnitür olarak baktılar bize…(1)” (ags)
Gülay Batur da kadın karikatürcünün az olma gerekçesini aşağıdaki tümcelerle aktarır okura.
“Türkiye’de bir tek ‘ev kadını’ çok fazla zaten. Kadın pilot, kadın şoför vs. neden çok azsa ‘kadın karikatürcü’ de benzer nedenlerden dolayı çok az…(3)” (ags)

Ülkemizdeki kadın karikatürcü sayısının artması ülkenin diğer sorunlarının çözümüne bağlıdır, dense de bu pek inandırıcı olmasa gerek.
Erkek egemen güçlerin binlerce yılda oluşturduğu bir kültür geleneğinin etkisini göz ardı etmek pek olası değildir.
Bu güç, gelecekte kadın karikatürcülerde istenilen niceliğin artmasında büyük bir engeldir.
Sonuçta böyle olumsuz bir çevrimin kırılıp açılması salt kadın bakışıyla değil, kadın erkek birlikteliğin oluşturduğu özgürlükler ortamıyla söz konusu olabilir.

Kaynaklar:
1. Gelişim Sürecinde Türk Karikatürü1,2,3, Turgut Çeviker, Adam Yayınlara, 1988 İstanbul
2. Cumhuriyet Dönemi Türk Karikatürü, Semih Balcıoğlu, Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları, 1983 Ankara
3. Kitabın Adı Budur “Tan Oral Kitabı” Söyleşi: Aydın Engin, ,
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2006 İstanbul
4. www.haber5.com/haber.php?haber_id=292253
5. http://www.turkpolitika.com/
6. bianet.org/bianet/bianet/43383-turkiyede-kadin-karikaturcu-deyince
7. http://www.lambiek.net/
8. http://www.piyalemadra.com/
9. http://www.nurayciftci.net/
10. www.geyikoloji.com/karikatur/bayir_gulu
11. www.semerkanddergisi.com/Detay.aspx?YaziID=390
12. www.aljazeeratalk.net/.../3/1184450775.jpg
13. Kara Toprak, Reşat Enis, Ararat Yayınevi, 1. bas.,1969 İstanbul)
14. http://www.yeniakrep.org/
15. http://www.karderizmir.cjb.net/
16. http://www.anadolukarikaturculerdernegi.org/
17. http://www.mizahvecizgi.com/
18. http://www.nd-karikaturvakfi.org.tr/
19. http://www.rasityakali.com/
20. www.karikaturculerdernegi.org/
21. www.wardom.org/showthread.php

Açıklama:
1. Bazı kadın karikatürcülerin adları Türk karikatür çevrelerinde çok etken olmadığı için yer almamıştır.
2. Ümeyye Joha(Cuha), bu konuda ender bir örnek olduğu için yazıda yer almıştır.
3. Bu çalışmada bilgilerine başvurduğum Akdağ Saydut, Cem Koç, Nezih
Danyal, Hüseyin Çakmak ve Raşit Yakalı’ya çok teşekkür ederim.